MHP Genel Lideri Devlet Bahçeli ile Gelecek Partisi Genel Lideri Ahmet Davutoğlu’nun ‘Serok” tartışması, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Lideri Erdoğan’ın Diyarbakır’da “Biji Serak Erdoğan” sloganıyla karşılanmasının akabinde yine alevlendi.

Kendisine “Serok” dendiği için Bahçeli’nin yaptığı tenkitleri hatırlatarak özür dilemesi daveti yapan Davutoğlu, “Sayın Erdoğan da Diyarbakır’a gidince, ‘Serok Erdoğan’ diye seslendiler. Bakın gün tutuyorum Sayın Bahçeli’ye gün hesabıyla yaklaşacağım bundan sonra. Üç gündür sesi çıkmadı. Artık söylesin bakalım ‘Serok Erdoğan’ sözü yanlışsız mu? Gerçek ise benden özür dilesin” tabirlerini kullandı.

“ZİLLET ÇAMURUNUN İÇİNDE ÇIRPINMAKTADIR”

Partisinin bugünkü küme toplantısında, Bahçeli’nin maksadında Davutoğlu vardı. Sert sözlerle reaksiyon gösteren Bahçeli, şu açıklamada bulundu:

* Hiç kimse niyet okuyuculuğu yapmasın, buzağıyı yanlış yerde aramasın. Serok Ahmet fitneyi bıraksın, buradan kendisini doyuracak ekmek çıkmayacaktır. Onun ‘serokluğu’ bölücülüğün umududur, terör örgütünün taltifidir, Türkiye’nin temellerini dinamitlemenin şifresidir.

* Edepsizce bizi Kürt ve Kürtçe düşmanı göstererek, Serok Ahmet gafletinin pençesindedir. Tarihte Bizans işbirlikçisi olarak anılan  Haris İbn Cabela’nın tıpkısının aynısıyla fotokopisidir ve iftiracının daniskasıdır.

* Serok Ahmet zillet çamurunun içinde çırpınmaktadır. Görüyoruz ki siyasette zillet ittifakına melanet bir rol biçilmiş, destek güç olarak bölücü ve yıkıcı ögeler öne çıkarılmış, dış takviye olarak milletlerarası platformlar ve husumetle temellenen sivil toplum kuruluşları sürece dahi edilmişlerdir.

Davutoğlu, Bahçeli’nin kelamlarına, Hatay’da çektiği görüntülü açıklama ile cevap verdi. Görüntüyü toplumsal medya hesabından paylaşan Davutoğlu, şöyle dedi:

“BAHÇELİ ‘BÖLÜCÜLÜKLE’ KÜRTÇEYİ ÖZDEŞLEŞTİRİYOR”

* Sayın Bahçeli, ‘Serok’ sözünü bir hakaret tabiri olarak kullanmak suretiyle yalnızca bana saldırmıyor; bu toprakların has lisanı olan Kürtçeye de bir ithamda bulunuyor, ‘bölücülükle’ özdeşleştiriyor Kürtçeyi.

“’ZİLLET’, DOĞU TÜRKİSTAN’DAKİ ZULME SESSİZ KALMAKTIR”

* Artık kendisine sesleniyorum. ‘Zillet’ nerede biliyor musunuz? Bu ülkenin has lisanlarından olan bir lisanın kullanılmasında değil; ‘zillet’, aziz Türkçemizin doğduğu Kaşgar’da, o aziz topraklarda konuşulan Türkçenin yasaklandığı bir zulüm devrinde, Uygur kardeşlerimizin toplama kamplarında her türlü muameleye maruz kaldıkları, Uygur bacılarımızın tecavüze muhatap oldukları bir devirde susmaktır ‘zillet’ sayın Bahçeli.

* Bütün dünya ayaktayken, Doğu Türkistan’daki zulme karşı sessiz kalmak ‘zillettir.’ Ankara, mazlum milletlerin de başşehridir. Bizi ‘zilletle’ suçlayacağınıza Erdoğan’a gidin ve Doğu Türkistan için sesini yükseltmesini söyleyin ya da siz yükseltin.

“ZİLLET ÇAMURUNA BATANLAR, YOLSUZLUK ÇAMURUNA SESSİZ KALANLARDIR”

* ‘Zillet’ nerede biliyor musun sayın Bahçeli? 24 Nisan’da ‘soykırım’ tabirini kullanan Joe Biden karşısında, yalnızca bir kahve içebilmek için sessiz kalmanın ismidir ‘zillet çamuru.’

* Şayet ‘zillet çamurundan’ bu ülkeyi kurtaracaksanız, ayın Erdoğan’a şahsi alakaları için milletin prestijini yerle bir etmesinin hesabını sorun.

* ‘Zillet’ nerededir biliyor musunuz sayın Bahçeli? Esaslı bir devlet geleneğine ve siyaset geleneğine sahip olan bu milletin bütün bu geleneklerini sarsan yolsuzluk argümanları karşısında sessiz kalmaktır ‘zillet’ sayın Bahçeli. ‘Zillet çamuruna’ batanlar, yolsuzluk çamuruna sessiz kalanlardır.

“BEN HER YERDEYİM”

* ‘Bölücülüğe’ gelince… Gerçek bölücülük, bu toprakların evlatlarını lisan, din, mezhep, etnisite farklılıkları münasebetiyle birbirine düşman kılmaktır. Gerçek bölücülük, Ankara dışına çıkmadan, vatan birliğinden bahsetmektir. Bakın ben her yerdeyim…

* Bana Toroslarda ‘Yörük Ahmet’ denir sayın Bahçeli, Diyarbakır’da ‘Serok Ahmet’ denir, Erzurum’da ‘Dadaş Ahmet’ denir, Balkanlarda ‘Boşnak Ahmet’ denir, Kırım’da ‘Tatar Ahmet’ denir.

* Biz bu kimlikleri bünyemizde barındırdığımız için bugün Anadolu’da, Rumeli’de, gönül coğrafyamızda, Kafkaslar’da, her yerde onurla dolaşırız.

“LAF KALABALIĞINI BIRAK, HALİNİ ORTAYA KOY”

* ‘Bölücülük’, millet evlatlarının ortasında ayrım yapmaktır; bu ülkenin lisanları, örfleri ortasında ayrım yapmaktır. Aziz Türkçemizi sonuna kadar savunurken, yeniden bu toprakların lisanı olan Kürtçemizin de özgürce kullanılmasına her vakit sahip çıkacağız.

* Sayın Bahçeli, son kelamım şu: Net olarak söyleyin, kamuoyu duysun. ‘Serok’ sözünü kullanmak bölücülükse, bir kabahatse sayın Erdoğan bir kabahat mu işlemiştir? Sanki kastı nedir? Hangi ‘zillet ittifakının’ içinden gelerek ‘Serok’ sözüne sessiz kalabilmiştir?

* Şayet ‘Serok’ tabiri kabahatse, sayın Erdoğan’la birinci çay sohbetinizde bunu hesabını ona sorun. Yok şayet ‘Serok’ sözü hata değilse bana ve Kürtçeyi anadili olarak kullanan vatandaşlarımıza karşı bir özür borcunuz var, derhal özür dileyin.

* Laf kalabalığını bırakın ve tutumunuzu ortaya koyun. ‘Serok’ sözü konusunda Erdoğan’a ne diyeceksiniz, onu söyleyin.

Sözcü