Gelecek Partisi Mardin Vilayet Başkanlığı 1. Olağan Kongresi’nde yaptığı konuşmada Gelecek Partisi önderi Ahmet Davutoğlu şunları söyledi;

*Emin olun bu liyakatsiz ve ciddiyetsiz koalisyon iktidarına nazaran Türkiye’nin hiçbir sorunu yok. Ülkemiz güllük gülistanlık. Emin olun bunu söylerken de artık samimi olduklarını düşünmeye başladım, zira bu koalisyon iktidarı kendi cennetinde yaşıyor.

“MUTLU VE MESUT YAŞIYORLAR”

*Bunların milletin dünyasıyla bir alakası yok artık. Bular kendi cennetlerinde memnun ve mesut yaşıyorlar yedikleri önlerinde yemedikleri artlarında. Bunların dünyasında bir bireye dört-beş maaş var, milletin dünyasında yüzde 30 işsizlik, bunların dünyasında bir kişinin dört-beş maaşla bir ayda kazandığını minimum fiyatlı iki senede güç kazanıyor.

*Bugün dünya ve ülkemiz önemli bir krizin içerisinden geçmektedir, bütün dünya ve ülkemiz corona salgınıyla çaba ediyor. Bu kolay bir çaba değil. Maalesef biz bu salgına böylesine liyakatten ve ciddiyetten nasibini almamış bir koalisyon iktidarıyla yakalandık.

*Bu koalisyon iktidarının corona ile gayretinin özü yüzlerine gözlerine bulaştırdıkları maske dağıtımı rezaletinden ibarettir. Evet, kolay bir maske sıkıntısını nasıl berbat ettilerse bugün de bizleri büyük bir krizin eşiğine getirip bıraktılar, bugün corona ile gayrette dünyanın birinci gündemi aşı sorunudur.

“ZAMANINDA GELMEYEN ŞİFA ŞİFA DEĞİLDİR”

Corona aşı sayısının Türkiye’de yetersiz olduğunu belirten Gelecek Partisi önderi Ahmet Davutoğlu, açıklamasına şöyle devam etti;

*Dünyanın bütün ülkeleri, gelişmiş olanları, gelişmekte olanları, varlıklı ülkeler, kalkınmakta olan ülkeler, dünyanın tamamı farklı aşıları ülkesine getirmek için yarış içerisindedir. Kendi ülkesinde aşı geliştirenler hatta birkaç tane aşı geliştirmiş olanlar bile farklı ülkelerde geliştirilen aşılardan satın alma yapıyorlar.

*İşte Çin gidip Almanya’da iki Türk bilim beşerinin geliştirdiği aşıdan 100 milyon alıyor. Amerika, kendisi birkaç farklı aşı geliştirmesine karşın gidip Oxford aşısını, Alman aşısını da satın alıyor. Biz ne yapıyoruz? Bizim ne yaptığımızı anlayan var mı Allah aşkına?

*Eğer aşı konusunda Sayın Cumhurbaşkanını ciddiye alırsanız Sıhhat Bakanının ne yaptığını bilmediği ortaya çıkıyor, Yok, şayet aşı konusunda Sıhhat Bakanını ciddiye alırsanız bu sefer de Cumhurbaşkanının Türkiye’nin aşısı olup olmadığını bilmediği ortaya çıkıyor, Gelecek Partisi olarak bir aydır kolay sorular soruyoruz kendilerine, Diyoruz ki, Sayın Bakan, Sayın Cumhurbaşkanı; Bizim corona aşımız var mı? Evet var, diyorlar. Âlâ hoş. Ne kadar aşımız var?

*Sadece 3 milyon, yani lakin 1.5 milyon vatandaşa yetecek kadar. Yani bu kadar aşı Mardin ve Diyarbakır’a yetmez. Pekala, geriye kalan 80 milyonun üzerindeki vatandaş ne olacak? Yanıt yok. Pekala siz niye yalnızca Çin aşısı aldınız? Dünyanın tamamı farklı aşılardan sepet yaparken siz niçin yalnızca Çin aşısı alıyorsunuz? Yanıt yok.

*Hasılı kelam değerli kardeşlerim bu koalisyon ne millet umurunda ne ekonomimizin hali ne de Corona salgının sebep olduğu yıkımlar, maske dağıtım işini yüzüne gözüne bulaştıranların ülkemize aşıyı da vaktinde getirmesi sıkıntı görünüyor. Bakın altını çizerek söylüyorum: Zamanında… Nasıl vaktinde gelmeyen adalet adalet değilse vaktinde gelmeyen şifa da şifa değildir.

“YANDAŞLAR KENDİLERİNİ AŞILATMAYA BAŞLADI”

“Size biz aşı nerede dedikçe siz gündemi kapatmak için trajikomik tartışmaları büyütüyorsunuz” diyen Davutoğlu şöyle konuştu;

*Biz aşı nerede diyoruz siz lakin “sözde cumhurbaşkanı” dediler diyorsunuz, biz aşı nerede diyoruz siz ancak “bakın bir eski Türkiye artığı bizi darbe ile tehdit etti” diyorsunuz. Biz aşı nerede diyoruz siz lakin “bakın Boğaziçi üniversitesinde büyük bir terör örgütü kalkışma içerisinde” diyorsunuz.

*Siz ne derseniz deyin, siz gündemi değiştirmek için ne kadar trajikomik olmayı göze alırsanız alın biz “aşı nerede” demeye devam edeceğiz, 11 Aralık’ta aşılama başlayacak diyerek birinci palavrası söylediniz, bu palavraya artık de aşılama başladı diye devam ediyorsunuz. Sayın Sıhhat Bakanı, günde 1,5-2 milyonu aşılayacaksanız ve bugün aşılamaya başladıysanız size kolay bir sorumuz var; Yarına aşınız var mı? Karşılık yok.

*Çünkü ortada aşı yok. Ayrıyeten bu Çin aşısıyla ilgili dün itibariyle başları ziyadesiyle karıştıran sonuçlar gelmeye başladı. Endonezya’da yüzde 78 aktiflik sonucu çıktı endişenlendik, artık de Brezilya açıkladı, Çin aşısının aktifliği yüzde 50! Başlar iyice karıştı.

*Bizim Sıhhat Bakanlığı birebir aşının aktifliğini yüzde 91 buldu, vallahi, buradan söylenecek tek şey Brezilyalılar aşılarını alıp, buyursun buraya gelsinler burada vurulsunlar. Siz niye hiçbir hususta şeffaf olamıyorsunuz, Corona salgının başından beri söylüyoruz; Şeffaflık yaşatır, karartma öldürür.

*Daha da berbatı sağdan solda habire iktidar yandaşlarının kendilerini aşılatmaya başladıkları haberleri geliyor. Bu tam da size yakışır. Bu da ahlaktan, adaletten ve insaftan nasibi olmayanlara yakışır. Bütün sıhhat işçisi aşı olmadan şayet bir dozu yakınlarınıza, yandaşlarınıza yahut kendinize ayırdıysanız yazıklar olsun sizlere.

“AK PARTİ KENDİ KENDİSİNE DE KAYYUM ATAMIŞTIR”

AKP-MHP koalisyon iktidarının sorumlu idare sergileme kabiliyetini büsbütün kaybettiğini vurgulayan Davutoğlu, şunları söyledi;

*Hatta daha açık söyleyelim. Bu iktidar sivil ve siyasi bir iktidar olma özelliğini de kaybetmiştir. Bahis ne olursa olsun bu kadar terörden bahseden, sorun ne olursa olsun eski Türkiye’nin mahkeme, polis ve apolet lisanıyla konuşan bu koalisyon iktidarının ne sivilliği kalmıştır ne de siyasi tabiatı, kendi yandaşlarından bir şahsa dört maaş verirken, ağzını açan her bir vatandaşa da dört terör örgütü üyeliği vermekteler.

*Koalisyonun büyük partisi AK Parti programını artık büsbütün inkâr eder seviyeye gelmiştir. Etnik, bölgesel ve dinî milliyetçilik ayaklarımızın altında sloganlarıyla yola çıkan AK Parti bugün eski Türkiye’nin bütün ötekileştirmelerinin şehvetli savunucusu haline gelmiştir, Evet, Mardinlilere kayyum atamışlardır, Mardinli kendisini yönetemez demişlerdir.

*Ama birebir AK Parti kendi kendisine de kayyum atamıştır. Bugün koalisyon iktidarının vasisi 17/25 FETÖ saatinin önünde poz veren kişidir. Bu iktidarın sözcülüğü ise Sayın Erdoğan’a kalmıştır. Bakın Sayın Bahçeli birkaç gün evvel yaptığı açıklamada Türkiye’ye yönelik oyunları sayarken Seyahat olaylarından, 6-8 Ekim olaylarından, hendek teröründen ve 15 Temmuz hain darbe teşebbüsünden bahsetmiştir.

“SAATİNİ 17.25’E AYARLAMIŞTIR”

*Ama bu silsilenin asli ögelerinden olan 17-25 Aralık’ı şuurlu bir biçimde atlamıştır. Sayın Bahçeli 17-25 Aralık’tan bahsedemez zira 17-25 Aralık’ta FETÖ’nün hükümeti ihtilale teşebbüsüne açık dayanak vermiş, yıllarca saatini 17.25’e ayarlamıştır.

*Sayın Erdoğan ve Bahçeli tekrar bir ortaya geldiklerinde bu soruyu kendi ortalarında cevaplandırmalıdırlar, 17-25 Aralık legal hükümete karşı bir darbe teşebbüsü midir yoksa bir yolsuzluk problemi midir?

“2020 ADALETİN, HUKUKUN RAFA KALDIRILDIĞI BİR YIL OLARAK GEÇTİ”

“Türkiye’de maalesef 2020; demokrasinin, adaletin, hukuk devletinin rafa kaldırıldığı, medyanın susturulduğu bir yıl olarak geçti” diyen Davutoğlu konuşmasını şöyle devam etti;

*On binlerce insan Cumhurbaşkanının kendisine açtığı davalarla meşgul, binlerce insan niyetini tabir ettiği için mahkeme kapılarında ve duruşma salonlarında sürünüyor. Dünyada faizler ve enflasyon sıfırlanmış durumda. Bizde ise dünyanın 17 katı faiz, en az 15-20 katı enflasyon var. Bütün bu tabloyu ortaya çıkaran iktidar ise hiçbir halde sorumluluk almıyor.

*Aksine bu ekonomik felaketin mimarı olan damat, Cumhurbaşkanı affıyla elini kolunu sallayarak ortadan kayboldu. Bir gün evvel yedirmeyiz dedikleri iktisat bakanı, Erdoğan affıyla yaptığı bütün yanlışların hesabını vermeden sıvıştı gitti.

*Allah herkese bu türlü merhametli iktidar nasip etsin, resmen ülkenin, milletin kaynaklarını üç yılda çarçur eden Bakan elini kolunu sallayarak Erdoğan affıyla kaçtı gitti. Geriye ıslahat yapacağını söyleyen bir iktidar kaldı, son bir ay içerisinde ıslahat dedikçe siyasi parti kapatma, ıslahat dedikçe siyasi partileri ortadan kaldırma, tabipler birliğini kapatma, onu içeri atma bunu tutuklama lafları havada uçuştu, koalisyon iktidarının vasisi ağzını açtıkça birilerin içeri atılmasından, birilerinin itlaf edilmesinden, birilerinin tutuklanmasından dem vurup durdu.

*Millet “aman siz ıslahat demeyin”, “Allah isteği için de ıslahat yapmayın” noktasına geldi, “Siz ıslahatı bırakın” ıslahat deyince bile memleket bu kadar geriliyorsa, ıslahat yaptığınızda neler olacağını tahayyül bile edemiyoruz.

“CUMHURBAŞKANLIĞI KAYYUM HÜKÜMET SİSTEMİ”

Türkiye’nin sürat demokrasi eksenine dönmediği sürece ekonomik kalkınma ve prestijli bir devlet olmayacağını belirten Davutoğlu, şöyle konuştu:

*Denklem çok kolay, ne kadar demokrasi o kadar ekonomik refah, ne kadar demokrasi o kadar ekonomik kalkınma. Bu koalisyon iktidarının gündeminde demokrasinin d’si bile yok. İşte gündemlerini görüyorsunuz, nasıl milyonlarca vatandaşın oy verdiği bir partiyi kapatırız. Nasıl tabipler birliğini kapatırız, nasıl üniversite kapatırız.

*Kafayı kapatmaya takmışlar. Lakin buna biz şaşırmıyoruz, zira kendilerine yüzde elli oyla teslim ettiğimiz iktidarı götürüp Türkiye’nin yarısında olmayan bir kayyuma teslim etmenin sonucudur bu. Dünyada kendi kendisine kayyum atayan birinci iktidar partisi AK Parti olmuştur, kayyumun keyfi yerinde her gün talimatlar yağdırıyor, ülkenin cumhurbaşkanı bu talimatların altında inim inim inliyor, ortada bir hesap vermeye gidiyor, kayyum beğenirse hesabı devam ediyorlar.

*Allah’ın her günü kayyum ne sorun çıkaracak diye titreyerek bekleyip duruyorlar. Kayyum bir çıkıyor AK Parti’nin iki numarasını teröre takviye vermekle suçlayıp tehdit ediyor, iktidardan tık yok. Bir karşılık bile veremiyorlar, şunu çıkar, bunu çabucak tutukla buyruklar yağıyor. İşte bütün bunların ismi Cumhurbaşkanlığı Kayyum Hükümet sistemidir.

*Ama milletimiz her şeyi görüyor. Derin basireti ile sessizce her şeyi bir kenara yazıyor, Ferasetiyle herkesin karnesini tutuyor, notunu veriyor. Bunlar milletin sessizliğini itaat zannediyorlar, Günü geldiğinde Mardin’deki kayyum sistemin de Ankara’da kayyum sisteminin de nasıl biteceğini daima birlikte göreceğiz.

Sözcü