Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, NTV’de gündeme ait soruları yanıtladı.
Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Heyeti üyeleri Bülent Arınç ve Cemil Çiçek’in son devirde adalet üzerine telaffuzlarının “Politika değişikliğine mi gidiliyor?” yorumlarına sebep olduğunun hatırlatılması üzerine Kalın şunları söyledi:
ERDOĞAN’IN GÖRÜŞLERİ DEĞİL
“Bunların hepsi birebir Cumhurbaşkanımızın ismine yapılmış açıklamalar dersek kusur yaparız.
Onlar Cumhurbaşkanı ismine bir sözcü üzere konuşmuyorlar. Kendi görüşlerini söz ediyorlar. Bunları Cumhurbaşkanımıza da söz ediyorlar.
Cumhurbaşkanımız da bunları Yüksek İstişare Konseyi toplantılarında dinliyor. Lakin son analizde büyük fotoğraf içerisinde bütün bunların istişareleri yapıldıktan sonra siyaset haline gelmesi Cumhurbaşkanımızın iradesiyle şekillenen bir şey.
Dışarıdan bilmeyenler şöyle düşünüyorlar; ‘Bir kişi, tek adam kendi başına karar veriyor.’ Biraz bilseler Cumhurbaşkanımızın çalışma üslubunu, inanın bu türlü cümleler kurmaktan sarfınazar ederler.
Hakikaten çok dinleyen, istişare eden, not alan bir başkandan bahsediyoruz. Adalet Bakanını da dinler, İçişleri Bakanını da dinler, Ulusal Savunma Bakanını da dinler, Dışişleri Bakanını da dinler, danışmanını da dinler ilgili kurumları da dinler. Bir hususa bir kurum ya da şahıs kendi zaviyesinden bakar. Bu kaçınılmaz olarak böyledir. Lakin öteki bakış açılarını da dikkate alarak büyük fotoğrafı bir akıl görmezse o vakit kusur yaparsınız. Bir yerde güvenlik öne çıkar, bir yerde özgürlük demokrasi denir lakin bu sefer ya güvenlik zaafı ortaya çıkar ya demokrasi özgürlük zaafı ortaya çıkar. Bu dengeyi kuracak bir şeyin olması lazım.”
OSMAN KAVALA VE SELAHATTİN DEMİRTAŞ
İbrahim Kalın, iş insanı Osman Kavala ve HDP’li Selahattin Demirtaş’ın tutukluluk müddetleriyle ilgili niyetlerinin sorulması üzerine kendisinin onlar üzerine bir şey söylemesinin hakikat olmayacağını tabir eden Kalın, şöyle konuştu:
“Bu iki isim üzerinden tartışmak istemem. Sıkıntıyı yalnızca bu iki kişinin davasına indirgemek gerçek olmaz. Bunlar aslında yargı ıslahatı içerisinde konuşulan hususlar. Hukukun kendi sistematiği içerisinde de değerlendirmeleri var. Toplumdaki birtakım hassasiyetleri de göz arkası etmemek lazım. Yani, diyelim ki Demirtaş sorununu Sayın Arınç bu formda konuştuğunda tahminen kendisi büsbütün türel açıdan bir mülahazada bulunuyor fakat bunu yaşanan siyasi olaylardan bağımsız ele almak mümkün değil. Kobani Olayları, Çukur Olayları, Yasin Börü ve öteki bütün olaylarla birlikte düşündüğünüzde o devirde HDP’nin ve Demirtaş’ın aldığı tutumları, durumları dikkate aldığınızda toplumun bir kısmında de diğer bir reaksiyon oluşuyor. Burada güvenliği ve toplumun o hassasiyetlerini de dikkate alan bir bakış açısının daha sağlıklı halde ortaya konması gerekiyor.”
ÇAKICI DEĞERLENDİRMESİ
Organize kabahat örgütü başkanı Alaattin Çakıcı’nın CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik tehdit ve hakaret içeren paylaşımı ile MHP Genel Lideri Devlet Bahçeli’nin mevzuya ait açıklamalarına Cumhurbaşkanlığı’nın yaklaşımının sorulması üzerine Kalın şunları söyledi:
“Savcılık bir soruşturma başlattı. Tüzel süreç ilerliyor. Türkiye’de kimsenin kimseyi bu halde tehdit etmesi hukuk devleti normları açısından kabul edilebilir bir şey değil. Sayın Kılıçdaroğlu şikayette bulundu. Hukukun kuralları içerisinde ne gerekiyorsa mahkemeler gereğini yapacaklardır.
Sayın Bahçeli’nin Çakıcı’yla eskiye giden tanışıklığının, dostluğunun olması da onun tahminen bir vefa hissiyle söylediği bir şey. Orada ferdî hukuk ile hukukun ortaya koyduğu normlar ortasında bir çatışma olmaması gerekir. Ancak burada son analizde bir hukuksal süreç başladı. Bununla ilgili biz de izleyeceğiz mahkemenin nasıl karar vereceğini.”
Sözcü
