Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında bugün Beştepe’de gerçekleştirilen kabine toplantısı 3,5 saat sürdü.

Corona virüsü ile gayret, 1 Mart’ta ilan edilen risk haritası, düşük, orta, yüksek, çok yüksek olarak sınıflandırılan vilayetlerdeki hadise sayıları ve yeni olağanlaşma sürecinin birinci bir ayının değerlendirildiği toplantı sonrası Cumhurbaşkanı Erdoğan basın toplantısı düzenledi.

“İNSAN HAKLARI AKSİYON PLANI’NDAKİ BAŞLIKLARI HAYATA GEÇİRECEĞİZ”

Sokağa çıkma kısıtlaması, yüz yüze eğitim, restoran, lokanta ve kafelerin çalışma koşuları üzere birçok bahiste vatandaşların merakla beklediği kabine toplantısının akabinde Erdoğan’ın açıklamaları şöyle:

* Türkiye’nin bugüne kadar elde ettiği kazanımların gerisinde değişime ve ıslahatlara olan bağlılığını daima korumuş olmasıdır.

* Salgın devrinde de bu çizgiden asla ayrılmadık. Milletimizle paylaştığımız ıslahat gündemimizi belirlediğimiz takvime uygun halde yürüttük ve yürütüyoruz.

* Geçtiğimiz yıl yargı ıslahatı strateji evrakımızı açıklamış akabinde da buna uygun türel ve idari adımları atmaya başlamıştık.

* İktisatta cari açığın azaltılmasına üretimin ve istihdamın güçlendirilmesine yönelik çok sayıda ıslahat mahiyetinde düzenlemeyi hayata geçirdik.

* Bu ayın başında İnsan Hakları Aksiyon Planı’nı kamuoyunun takdirine sunduk. İnsan Hakları Hareket Planı’nda yer alan başlıkları belirlediğimiz takvime nazaran ilgili kurumlarla birlikte hayata geçireceğiz.

“TÜRKİYE’YE YENİ ANAYASA KAZANDIRMAYI AMAÇLIYORUZ”

* Yaklaşık üç hafta evvel de iktisat reformlarımızı kamuoyuna açıklamıştık. Hazine ve Maliye Bakanlığımız iktisat ıslahatları ile ilgili hareket planını da geçtiğimiz günlerde ilan etti.

* Türkiye iktisadının potansiyelinin ve asıl dinamiklerinin göstergesi vakit zaman ortaya çıkan temelsiz ve derinliksiz finans hareketleri değil, işte bu ıslahatın gündemidir.

* Milletimizin de akılcılıktan uzak dalgalanmalara karşı giderek daha şuurlu bir hal ortaya koyduğunu, tercihini ve gücünü ülkesinin amaçlarından yana kullandığını müşahede ediyoruz.

* Hukuktan iktisada kadar uzanan ve milletimiz tarafından memnuniyetle karşılanan ıslahat programlarımızın takvimlerini uygun halde yürümesini sağlayacağız.

* Cumhurbaşkanlığı ve bakanlıklar olarak biz bu ıslahatları elbette sahip çıkacağız. Toplumun tüm bölümlerinden de kendileriyle ilgili konuların yakın takipçisi olmalarını, rastgele bir gecikme ve eksiklik durumunda mevzuyu evvel ilgili kurumla akabinde bizimle paylaşmalarını istiyoruz.

* Hiç elbet en değerli ıslahat başlığımız milletimize verdiğimiz yeni ve sivil anayasa sözümüzdür. Türkiye’ye merkezinde milletin yani insanın olduğu yeni bir anayasa kazandırmayı amaçlıyoruz.

* Geçmişte darbelerin yahut harikulâde periyotların eseri olarak hazırlanan anayasaların milletimizin beklentilerine ve ülkemizin gereksinimlerine karşılık veremediği kısa müddette ortaya çıkmıştır.

* Anayasalar yaşayan metinler olduğu için elbette gerektiğinde değiştirilebilir ancak Türkiye’deki anayasa değişikliği çabaları asıl metin ruhuna zerk edilmiş olan darbeci vesayetçi maya sebebiyle beklenen sonuçlara bir türlü varamamıştır.

“YENİ ANAYASA İÇİN HER TÜRLÜ GÖRÜŞE VE TEKLİFE AÇIĞIZ”

* Ülkemizin idare sistemini değiştirmek için en esaslı değişimi gerçekleştirmiş olmamız karşın mevcut anayasamızdaki bu arızayı gideremedik. Yeni ve sivil bir anayasa konusunu tekrar gündeme getirmemizin sebebi de işte budur.

* Öteki yandan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ülkemize kazandırdığı yetenekleri salgın sürecinde çok daha iyi gördük. Sistemin özünü oluşturan süratli karar alma ve aktif formda uygulama sistemleri ülkemizin bu periyotta olumlu istikamette ayrışmasını sağlamıştır.

* Bununla birlikte sistemi artık üçüncü yılına yaklaşan deneyimler ışığında geliştirmemiz gerektiğinin de farkındayız. Yeni anayasa süreci cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin takibi açısından da bir fırsat olacaktır.

* Türkiye için tarihi ehemmiyete sahip yeni anayasa hazırlama sürecinin mümkün olan en geniş uzlaşmayla yürümesi ve ortaya çıkan metin de 84 milyonu kucaklaması kuraldır. Biz bu anlayışla siyasi partiler başta olmak üzere tüm bölümlerin yeni anayasanın hazırlanmasına katkıda bulunmasını bekliyoruz.

* Ülkemizin 2053 vizyonunun omurgasını oluşturacağını düşündüğümüz yeni anayasa için her türlü görüşe ve teklife açığız.

“EGEMENLİK MÜHRÜMÜZÜ BİRLEŞTİREREK KORUYORUZ”

* İnşallah milletimizle birlikte gelecek kuşakların bizi hayırla yâd etmesini sağlayacak yeni bir anayasayı ülkemize kazandıracağımıza inanıyorum. Aziz milletim baharın birinci ayını geride bırakıp nisanın hoşluklarına merhaba demeye hazırlandığımız şu günlerde milletçe geleceğimize umutla bakmak için pek çok sebebe sahibiz.

* Hamdolsun dünyanın en hoş ve kadim coğrafyasındaki 1000 yıllık varlığımızı siyasi ve ekonomik atılımlarımız da birlikte daima güçlendiriyoruz.

* Cumhuriyetin kuruluşuyla coğrafyamıza yine vurduğumuz egemenlik mührümüzü yaşadığımız kimi düşüncelere karşın birleştirerek koruyoruz.

* Bölgemizde 1990’lardan beri yaşanan siyasi ve insani krizler milletimizin birlik ve beraberliği ile devletimizin gücünün ne kadar değerli olduğunu bir sefer daha göstermiştir.

* Vatanlarına sahip çıkamayanların onurlarına ve geleceklerine de sahip çıkamadıkları gerçeğini kederle takip ediyoruz.

“ÖNÜMÜZE TARİHİ BİR FIRSAT ÇIKARMIŞTIR”

* Türkiye çok partili siyasi hayata geçişle bir üst basamağa çıkardığı istiklâlinin teminatı olan demokrasi çabasını Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile daha da pekiştirmiştir.

* Kalkınma gayretimiz ise uzunca bir duraklamanın akabinde geçtiğimiz 19 yılda ülkemize kazandırdığımız eser ve hizmetlerle gereksinimimiz olan seviyeye ulaşmıştır.

* Böylesine kritik bir periyotta başlayan koronavirüs salgını ülkemiz için hayal ettiğimiz yeni başlangıç konusunda önümüze tarihi bir fırsat çıkarmıştır.

* Elbette salgın uygulamaya koyduğumuz önlemlerden etkilenen kısımlar başta olmak üzere hepimizin hayatında çeşitli zorluklara yol açmıştır.

“AŞILAMA ÇALIŞMALARINDA HAYLİ İLERİ BİR SEVİYEDEYİZ”

* Sıhhat altyapımızın gücü sayesinde kimi ülkelerle hala tesirini sürdüren felaket imgeleriyle hamdolsun karşılaşmadık

* Önlemleri kimi vakit sıkılaştırarak kimi vakit gevşeterek salgının olumsuz tesirlerini en az düzeyde tutmaya çaba ettik. Salgınla uğraşta en kıymetli araçlardan biri olan aşılama çalışmalarında da hayli ileri bir düzeydeyiz.

* Bu süreçte sıhhat alanı kadar değerli bir başka başarımızın üretim istihdam ve ihracat tarafını sıkı tutmak olduğuna inanıyoruz. Fabrikalarda çarklar hiç durmadı, üretilen eserlerin iç ve dış pazarlara ulaştırılmasında aksaklığa meydan verilmedi.

* İhracata yönelik üretim yapan fabrikaların birden fazla bu yılın siparişlerini çoktan doldurdular. Kapasite genişleten fabrikalarımız bunun için gereken makineleri bulmakta zorlanıyor. Global lojistik ağındaki tıkanıklıklar Türkiye’nin geniş bir hafızaya kolay kolay mal ulaştırma avantajını giderek öne çıkartıyor.

“YATIRIMLARIN EHEMMİYETİ BU PERİYOTTA DAHA DÜZGÜN ANLAŞILDI”

* Kara yollarımıza, demir yollarımıza, limanlarımıza, havalimanlarımızda yaptığımız yatırımların kıymeti tıpkı hastanelerde olduğu üzere bu periyotta daha iyi anlaşıldı.

* Dün kent hastaneleri için bize demediklerini bırakmayanlar bugün niçin daha çok hastane yapmadığımızı sorguluyorlar.

* Tıpkı formda yıllarca bizi ülkenin kaynaklarını taşa toprağa gömmekle suçlayanlar, artık lafı niçin güçlü bir üretim ve ulaşım altyapısı kurmadığımıza getirmeye başladılar.

* Dünyada ve ülkemizde yaşanan her gelişme Türkiye’yi 19 yılda kazandırdığımız tüm yatırımların manasını çok daha iyi gösterecektir.

“GELİN, TÜRKİYE’YE YATIRIM YAPIN”

* Buradan menşeine rengine inancına bakmaksızın tüm yatırımcılara bir defa daha sesleniyorum, gelin Türkiye’ye yatırım yapın. Dün ülkemize yatırımlar yapanlar bugün büyüyen pazarları ve artan yararları ile bunun meyvelerini topluyorlar.

* Bugün yatırım yapanlar da çok kısa bir müddette birebir yararları elde edeceklerdir. Artık ülkemizde yapılacak yatırımların ölçek olarak iç piyasayı yahut bölge pazarlarını aşarak global seviyede tasarlanması ve gerçekleştirilmesi gerekiyor.

VATANDAŞLARA ALTIN VE DÖVİZ DAVETİ

* Zira Türkiye, bölgesinin üretim ve ticaret merkezi olmanın ötesine geçerek global bir merkez haline geliyor. Bu vesileyle vatandaşlarımıza meskenlerinde tuttukları ve ulusal servetimiz olan altınları ve dövizleri finans kuruluşları vasıtasıyla ekonomimize kazandırmaları çağrımı tekrarlamak istiyorum.

* Bundan rahatsız olanlar var, bunu da biliyorum fakat dikkat edin. Ben bilhassa bunları merkezin tümüyle ağına yüklemelerini ve buradan win-win aslına nazaran hem ülkeye hem kendilerine kazanmanın yolunu gösteriyorum.

* Türkiye’nin yatırımcılar için cazip bir ülke haline geldi. Kelamımız afaki bir temenniden ibaret değildir, bu tespitimiz somut datalara dayanıyor.

* Mesela geçtiğimiz yıl ülkemizde 103 bin yeni şirket açılırken kapanan şirket sayısı 16 bini dahi bulmadı.

DETAYLAR GELİYOR…

Sözcü