CHP Küme Başkanvekili Özgür Özel, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında açıklamalarda bulundu.
Özel’in konuşmasından satırbaşları şöyle:
* Çiftlik Bank da paraları topladı topladı, gözlerinin içine baka baka, AK Parti’nin sloganlarını söyleye söyleye, ‘dış güçlerle savaşıyoruz’ diye diye, AK Parti’ye arka çıka çıka, bakanlara övgü düze düze gitmişti.
* Bu da AK Parti’li Dışişleri Bakanıyla fotoğraf vererek, AK Parti’li bir milletvekilinin oğlu olduğu söylenen birisiyle ziyaret yaparak ve tekrar bir milletvekilinin kardeşiyle paydaşlık kurarak milletin gözünün içine baka baka bu paraları topladılar, kaçtılar.
“BİR ALANI KONTROLSÜZ BIRAKIRSANIZ BİRİLERİ BU TÜRLÜ ÇARPAR GİDER”
* Burası Türkiye Cumhuriyeti. Bu devlet birilerine, değişen kurallara nazaran düzenlemeleri yapsın diye idaresi emanet ediyor. Hükümet olmak demek bu demek. Siz ülkede, bir yerde bir ağırlaşma varsa oraya bakacaksınız. Geçmişte de bu ülkede benzeri makûs deneyimler olmuştu.
* Bilhassa Çiftlik Bank olayında da ağzınız yandı. Bir yerde bir ağırlaşma var, milyarlarca dolar para bir yere yatırılıyor. Siz devlet olarak oraya bir düzenleme yapacaksınız. Sizin vazifeniz bu. Bir alanı düzenlemesiz, kontrolsüz bırakırsanız bu türlü birileri çarpar sarfiyat.
“2019’DA MEVZUYLA İLGİLİ MECLİSE’E ARAŞTIRMA ÖNERGESİ VERMİŞTİK”
* Cumhuriyet Halk Partisi eleştirince, ‘Neden eleştirdin? Pekala bu sıkıntıda sen Cumhuriyet Halk Partisi olarak ne yaptın?’ Bakın ne yaptık (elindeki kağıdı göstererek): 5 Aralık 2019 tarihinde Antalya milletvekilimiz Çetin Osman Budak, genel lider yardımcımız o devirde; altında birinci sayfada 10, öbür sayfada öteki milletvekillerimizin imzalarıyla, içtüzüğe nazaran Meclis Araştırma Önergesi verdiler.
* Verilen araştırma önergesinde, Blockchain’e dönük teknolojik ve hukuksal altyapının geliştirilmesi gerektiği, bu hususta risklerin olduğu, hem fırsatların hem de risklerin barındırıldığı bir yerde düzenlemelerin yapılmaması durumunda çok kıymetli risklerin olacağı anlatılıyor. Deniyor ki, ‘bu mevzuyu Meclis araştırsın.’
“BU MEVZUDA ÇALIŞMA YAPILMASI GEREKTİĞİNİ SÖYLEMİŞTİK”
* Ayrıyeten o tarihte yeniden Çetin Osman Budak’ın müracaatıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi Araştırma Hizmetleri Başkanlığı’na başvuruyoruz ve ‘bu hususta bir rapor hazırlayın.
* Meclis’e diyoruz. Hazırlanan raporda da, raporun 19’uncu sayfasında, ‘ayrıca kripto parayla yapılan süreçlerin geri döndürülemez olması, operasyonel yanlışlarda ya da makus niyetli satıcıların suistimalinden kaynaklı kayıp risklerini de beraberinde getiriyor.’ diyor ve bu mevzuda bir çalışma yapılması gerektiğini söylüyoruz.
“BİRİLERİ FIRSAT VERİYOR; KAÇINCA GERİSİNDEN BAKIYORUZ”
* Biz vazifemizi yapmışız. Pekala siz yapmış mısınız? Bugün o 2 milyar doları yatırmasaydınız, Faruk Fatih Özer, tüzel boşluktan yararlanarak, o alanda bir düzenleme yapmadığınız için bir internet sitesi kurar üzere kuruyor, diyor ki, ‘siz parayı bana yollayın, ben bu işin borsasını kurdum.
* Benim üzerimden size dünyadaki kripto paralar satılacak.’ Bir Allah’ın kulu da dönüp, ‘yav sen ne borsası kuruyorsun kardeşim? Milletten bu parayı alıyorsun da karşısında teminatın nerede? Ya sen bu paraları sonra vermezsen?’ diye bir dönüp bakmıyor.
* Yasaklamıyor, açık açık dolandırıcılığa fırsat veriyor, kaçınca artık o denli gerisinden bakıyoruz bir arada. Olmaz.
“BU İNSANLARI SAHİPSİZ BIRAKAMAZSINIZ”
* Burada direkt, 2 milyar dolarla ilgili devlet üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmelidir. Bir alanı düzenlemediyseniz, sizin bıraktığınız boşluğu, bir dolandırıcı dolduruyorsa bu insanları sahipsiz bırakamazsınız.
* Bu mevzuda derhal gerekli adımların milletlerarası seviyede atılması lazım. Türkiye’de de devletin dönüp ‘evet, sizin teminatınız biz olmalıydık. Biz burayı boş bıraktık lakin korkmayın devlet yanınızdadır, arkanızdadır, mağdur edilmeyeceksiniz’ demesi lazım.
“SEBEBİ YASAL BOŞLUKLAR VE HÜKÜMETİN GEREKLİ İRADEYİ ORTAYA KOYAMAMASI”
* 20 yıldır yönetiyorsun, önüne gelen bizim vatandaşımızı tokatlıyor. Dünyanın öbür ülkelerinde yapılmayan, yapılamayan bir yolsuzluk Türkiye’de yapılıyorsa sebebi yasal boşluklar ve hükümetin bu hususta gerekli iradeyi ortaya koymamış olması.
Sözcü
