TBMM’de yaşanan hengameye ait konuşan CHP Küme Başkanvekili Engin Altay, “İçişleri Bakanı bırakın memleketi, TBMM’yi terörize eden, kriminalize eden, milletvekillerine fiziki olarak kalkıp saldırmaya kalkan bir zat. TBMM’nin huzurunu bozan bir İçişleri Bakanı, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde arbede çıkaran bir İçişleri Bakanı, bu ülkenin huzurunu ne yapar? O, koltukta oturduğu sürece kimse inançta değil” dedi.

CHP Küme Başkanvekili Engin Altay, TBMM’de basın toplantısı düzenledi. Siyasal Bilgiler Fakültesi Cebeci Kampüsü’nde yaşanan tansiyonla ilgili ikazlarda bulunan Altay şöyle konuştu:

* Siyasal Bilgiler Fakültesi öğrencileri ‘Sefalete mahkum değiliz, krizin faturasını ödemek zorunda değiliz’ isimli bir forumda bir ortaya gelmek istiyor. Lakin bu forumun yapılmaması için, bu forumun engellenmesi için birtakım öğrenci kümelerinin da bıçaklı, sopalı bir biçimde bu guruba yönelik bir baskılarından, tehditlerinden şikayetler var. Öğrencilerin konuşmasını bir halde öbür öğrencileri kullanarak engellemek, demokrasilerde kabul edilebilecek bir tavır ve davranış değildir.

* Öğrencilere hiç elbet sağduyu davetimizi yineliyoruz lakin öğrencilere demokratik ve anayasal haklarını kullanmalarını da tavsiye ediyoruz elbet. Ve bir üniversite konuşmayacaksa, bu ülkede demokrasiden bahsedilebilir mi? Devletin, hükumetin öğrencilerimize daha müsamahalı olmasını, öbür öğrenci kümelerinin da arkadaşlarının bu demokratik haklarını kullanmalarını engelleme uğraş ve teşebbüslerinden vazgeçmelerini tavsiye ediyoruz. Üniversiteler hengame yeri değildir. Üniversiteler en farklı, en alışılmamış kanıların yüksek sesle söz edildiği yerlerdir.

“SOYLU VARSA KİMSE İNANÇTA DEĞİL”

Altay, kelamlarına şöyle devam etti:

* İçişleri Bakanı bırakın memleketi, TBMM’yi terörize eden, kriminalize eden, milletvekillerine fiziki olarak kalkıp saldırmaya kalkan bir zat. TBMM’nin huzurunu bozan bir İçişleri Bakanı, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde arbede çıkaran bir İçişleri Bakanı, bu ülkenin huzurunu ne yapar? O, koltukta oturduğu sürece kimse inançta değil. Milletvekillerine fiziki olarak saldırma cüretini kendinde buluyorsa, vay geldi vatandaşın haline.

“EMEKÇİLERİ FİŞLİYOR”

* Beyefendiye nazaran de herkes terörist. Daha evvel Boğaziçili öğrencilere söylemişti. Suratını kesmedi TBMM’de ‘İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin aldığı işçi için de 557 tane terörist var’ dedi. Sen raf elması mısın? Sen İstanbul Büyükşehir’in ise aldığı 557 kişi için terör diyorsan, gereğini yap kardeşim. Devletin polisi, jandarması, emniyeti, istihbaratı sende. Lakin bir kişi ile ilgili bir kovuşturmadan geçtim, bir tek soruşturma yok ya, soruşturma yok…

* Sen ne hadle, ne yüzsüzlükle, ne pişkinlikle 557 emekçiyi alın teriyle rızkını kazanmak isteyen insanı terörist ilan ediyorsun ya. Biz bunları Türkiye’de gördük. Birinci evvela Kenan Cihan ile gördük insanların fişlendiğini. Sonra 28 Şubatçılar yaptı bunu; çok müşteki oldukları 28 Şubatçılar da insanları fişledi. Sonra FETÖ yaptı. FETÖ de insanları fişledi. Artık Süleyman Beyefendi insanları fişliyor. Kenan Evren’in, 28 Şubatçıların, FETÖ’nün müsaadeden giden bir İçişleri Bakanıyla karşı karşıya ve baş başayız ve biz doğal mafyayla, kara para aklayıcılarla, uyuşturucu baronlarıyla, kripto para vurguncularıyla bağlantılarını sorgulayınca da pişkin pişkin ne dese iyi?

* ‘Devleti töhmet altında bırakamazsınız.’ Lafa bak, hizaya gel. Yahu devleti töhmet altında bırakan yok. Devletin İçişleri Bakanının mafyayla, kara parayla, uyuşturucuyla, kripto para vurguncularıyla bağı olduğunu evraklarla sav eden bir muhalefet var. ‘Devleti lekelemeyin’ diyor beyefendi. Lekeli olan devlet değil Sayın Soylu, lekeli olan sensin. Kaybettiğin prestiji da TBMM’de hengame çıkararak, muhalefete saldırarak, muhalefete iftira atarak, İstanbul Büyükşehir Belediyesine iftira atarak kurtaramazsın.

“ALLAH EN ÇOK KUL HAKKI YİYENLERİ SEVMEZ”

* Erdoğan, bugün ‘biraz daha açlığa ve yoksulluğa devam’ diyor. Aklına Hâkim Bağış gelmiş? Hani Bakara mühleti ile alay eden, dalga gecen Hükümran Bağış aklına gelmiş olmalı ki, Erdoğan da Bakara Suresi’nden ayetler okumuş millete. ‘…sizi biraz dehşet ve açlıkla, mallardan, canlardan ve eserlerden eksiltmekle sınarız’ ayetini okumuş.

* Hakikat, bu türlü bir şey var tabi lakin buradan şu çıkar: Adam gidecek konutu soyacak, ‘Bakara Mühleti o denli dediği için mi yaptım’ diyecek? Sen milleti soymuşsun, milleti açlığa mahkum etmişsin, faturayı Allah’a kesiyorsun ya. Bundan büyük günah, bundan büyük ayıp olur mu? Sen beceriksizliğinin, sen israfın, sen yolsuzluğa çanak tutmanın, sen devletin kaynaklarını eşe dosta peşkeş çekmenin faturasını Cenap-ı Allah’a nasıl kesersin? Sen bunları yapmasan millet aç kalmaz, millet canından olmaz.

* Sen temel hak ve özgürlüklere saygılı olsan, millet canından, malından olmaz. Kusuru işle, faturayı Allah’a kes, bu da yeni bir icat, yeni bir icat. Lakin Erdoğan şunu bilmiyor. Cenap-ı Allah en çok neyi sevmez? Cenap-ı Allah en çok kul hakkı yiyenleri sevmez. Sonra neyi sevmez Cenap-ı Allah en çok? Allah ile aldatanı sevmez.

“MERKEZ BANKASI ERDOĞAN İÇİN MÜDAHALE EDİYOR”

Altay, Merkez Bankası’nın dövize müdahalesi ile ilgili bir soru üzerine şu karşılığı verdi:

* Bu açıklamaları kopyalayın bence gazeteci olarak. Erdoğan ne vakit kürsüye çıkacaksa, çabucak Merkez Bankası’nı beklemeden siz de ‘Merkez Bankası bu türlü bir açıklama yaptı’ diye paylaşabilirsiniz. Zira Erdoğan kürsüye çıktığında, Erdoğan konuşmaya başlarken dövizde artış, tırmanış doğal olarak sürüyor.

* Bu türlü olunca Merkez Bankası doğal bir müdahale gereği hissediyor. Durum bundan ibarettir. Zira Merkez Bankası biliyor ki, Erdoğan’a ağzını açtığında Türk lirası kıymet kaybetmeye, dolar paha kazanmaya devam edecek. Kendince bunu iste 1-2 saatliğine engellemeye çalışıyorlar. Bugün yapılan da budur bedelli arkadaşlar.

Sözcü