Kurban Bayramı’nın birinci günü olan 31 Temmuz Cuma için TRT1’in izleyicilere büyük bir sürprizi var. Çekimleri geçtiğimiz günlerde yapılan Hanımağa’nın Gelinleri isimli sinema bayramın birinci günü saat 20.00’de izleyici ile buluşacak.
Yapımcılığını İbrahim Elma’nın üstlendiği, direktör koltuğunda ise Ali Ayyıldız’ın bulunduğu sinemanın takımı dikkat çeken bir oyuncu takımından kuruldu. Kuzey Yıldızı dizisiyle öne çıkan Aslıhan Güner ile, Kimse Bilmez dizisinde göz dolduran Burak Serdar Şanal izleyicilerle buluşacak. Takımda ayrıyeten; Benian Dönmez, Cezmi Baskın, Ferdi Sancar, Sinan Çalışkanoğlu, Giray Altınok, Berfu Öngören, Güzide Arslan üzere isimler de bulunuyor.
Pekala Hanımağa’nın Gelinleri nasıl bir sinema? Milliyet Cadde muharrirlerinden Anibal Güleroğlu, kesinlikle izlenmesi gerektiğini belirttiği sinema ile ilgili bir kıymetlendirme yazısı kaleme aldı.İşte sinema ile ilgili birinci izlenimler:
“Usta oyuncuların kamera karşısına geçtiği ve Medya Fikir Kulübü tarafından gerçekleştirilen ‘‘Hanımağa’nın Gelinleri’’ sineması Çanakkale’de bir aile tablosunun içine sokuyor izleyicisini. Bu tabloda başköşe, Çanakkale’de geniş bir çiftliğe sahip olan Dilber Hanımağa’ya ayrılmış. Onun üstünden aile içi ilgilerin manasına, çocukların yuvadan ayrıldıktan sonra özel hayatlarını mazeret ederek aile büyüklerini ihmal ettikleri gerçeğine, hayatın bizim isteklerimiz dışında bir akışa sahip olduğuna, bayramların-hastalıkların birleştirici özelliğine ve büyüklerin aileyi toplama uğraşına vurgu yapılmış. Böylelikle sinemaya hem gerçeklerle bağdaşan bir özellik katılmış hem de izleyicinin eğlenirken durup düşünmesini sağlayacak bir hikaye yaratılmış.
Şöyle ki; Çanakkale Hanımağası olan Dilber, bayramı çocuklarını bir ortaya toplayarak geçirmek ister lakin tıpkı hayatın içinde de olduğu üzere, kendi hayat gayretini verirken aile büyüklerini ihmal ederek yaşayan çocuklar iş mazeretiyle çiftliğe gelmek istemezler. Ancak konuttaki hesap çarşıya uymaz, beklenmedik bir gelişme çocukların iş mazeretini alt eder.
Dilber Hanımağa’nın birdenbire rahatsızlanması, bayram öncesinde çocukların apar topar çiftliğe gelmelerine neden olur. Lakin planları bozulan çocuklar beraberlerinde kimi sırları da çiftliğe getirirler. Dilber bu sırlarla yüzleşirken ailesini bir ortada tutmak için eforlar fakat bu esnada hastalığı da tehlikeli bir düzeye ilerler. Bu andan itibaren Dilber’in aile gayreti de başlar.
Çanakkale’nin Hanımağası, az vakti kaldığı şuuruyla, ömrünün son anlarında hem ailesinin sıkıntılarıyla ilgilenmek, hem de bu hastalığı herkesten saklayarak tüm ailenin hoş bir bayram geçirmesini sağlamak için kolları sıvar. Kurban Bayramı’nda evlatlarıyla bir ortaya gelip çocuklarıyla hasret gideren Dilber’i bekleyen nahoş sürprizse, beklenmedik bir formda tanışacağı yeni gelin adayıdır. Zira yeni gelin adayı bir arkeologdur.
Hanımağa Dilber’in, yeni gelin adayının arkeolog olmasından hoşlanmamasının gerekçesiyse, onun da çiftlikten kovduğu eski çalışanları üzere define avcısı çıkma ihtimalidir. Tüm bu gelişmeler yaşanırken Dilber’in bir yıldır baktığı Kınalı’nın kaybolması hikayenin ivmesini artırır. Çünkü Kınalı’yı ararken tüm aile bilinmedik bir maceraya sürüklenir.
En nihayetinde hastalığına, çocuklarının sırlarına, yaşanan sürprizlere ve tüm aksiliklere karşın Dilber, ailesi için kıyasıya bir çaba verir. Bu sayede de hem çocuklarına ailenin bir ortada olmasının kıymetini öğretmiş olur hem de bayramların tüm aile bireyleri için farklı bir hayatın başlangıcı olabileceğini ispatlar.
Görüldüğü üzere ‘‘Hanımağa’nın Gelinleri’’nin içeriği tam manasıyla Çanakkale’den konutlarımıza uzanan sıcacık, gerçekçi bir aile öyküsü! Üstelik ders alınacak cinsten. Hasebiyle üstünde durulmayı hak ediyor.”
Televizyon Gazetesi
