Baha Boduroğlu, müzikte 50. yılını, Aysel Gürel’den Sezen Aksu’ya, Nilüfer’den, Selda Bağcan’a pek çok ünlü sanatkarın seslendirdiği 26 bestesinin yer aldığı ‘Bir Ömür Senfonisi’ isimli senfonik-enstrümantal albümle kutluyor.
Yarım asırlık müzik ömründe bestekar kimliğiyle öne çıkan Baha Boduroğlu, müzikte 50. Yılını, Aysel Gürel’den Sezen Aksu’ya, Nilüfer’den, Selda Bağcan’a pek çok ünlü sanatkarın seslendirdiği 26 bestesinin yer aldığı ‘Bir Ömür Senfonisi’ isimli senfonik – enstrümantal albümle kutluyor. 1970’lerin efsane ikililerinden ‘Güzin’le Baha’nın Baha’sı, Baha Boduroğlu, Ateş Böceğim üzere lisanlara pelesenk olmuş çok sayıda müziğe imza atan bir bestekar. Boduroğlu sanat seyahatine dair bilinmeyen anılarını ve müzikte 50. Yılını SÖZCÜ HaftaSonu’na anlattı:
■ Yarım asırlık serüven nasıl başladı?
Babam subaydı. 1955 yılları çocukluğumda tek cümbüş radyo. Müzik açıldığı vakit dünyam değişiyor. Her şeyi dinliyorum. Radyonun içindeki adamları merak ediyorum. Müziğin temelleri sanırım radyoda atıldı. Ufkumu geliştirdi. İlkokulu bitirince İstanbul’a geldik. Dedeme mandolin aldırdım. Konservatuar imtihanını kazandığımda babam dayanılmaz muhalif oldu. Tiyatro kısmına girdim. Bir tek dedem destekledi.
Bestekar Baha Boduroğlu muhabirimiz Hande Zeyrek’e konuştu.
■ Tiyatro ve müzik bir ortada mı sürdü?
16 yaşında İstanbul Belediyesi Kent Konservatuarı’na girdiğim yıl Yıldız Abla’ların Kenter Tiyatrosu’nda figüran olarak oynuyorum. Gece de gidip diskoda gitar çalıyorum. Gündüz okul, akşam tiyatro var. Hayatım bu türlü geçti. Şanslı alaylılardanız biz. 74 yaşındayım 14 yaşından beri müzikle iç içeyim. Kenter’lerden sonra Münir Özkul’la oynadım. Aysel Abla’yla (Gürel) da o periyot tanıştım. Birebir oyunda oynuyorduk.
■ Aysel Gürel’le olan bağınız…
Birebir tiyatrodaydık. Ben de dahil cebimizde kaç lira var? Diye düşündüğümüz devirlerdi. Taksim Kadıköy dolmuşuna binecek paramız yoktu. Karaköy’de iniyoruz otobüse biniyoruz meskene gitmek için. 1970’li yıllar. Aysel Gürel ile o hususta çok yoksulluk çektik. Paramızı denkleştirdiğimiz günlerde yazgı arkadaşlığı olurdu.
TRT KONTROLÜ BAŞIMIZDAYDI
■ Baha – Güzin ikilisi nasıl doğdu?
Tiyatroda buluştular. Şarkı söylemeye başladık. Siz bunu profesyonel ortama taşıyın önerisi ve akabinde plak teklifi geldi. Kanto üslubunda müzikler yapmaya başladık. Halka çok sempatik geldik.
■ İnternet çağında olsaydı çok diğer yerlerde olur muydunuz?
Mecra olsaydı natürel ki. Bir tek kendimizi kanıtlayacağım yer vardı o da TRT. TRT’nin kontrolü başımızda demokrasinin kılıcı gibiydi. Bizi yönlendirmek için ellerinden geleni yaptılar.
■ TRT’den siz de veto yediniz mi?
Olağan canım yemeyen var mıdır? Modülleri beğendirmek için kaç kılığa sokardık. Çok üzdüler bizi çok.
■ Güzin- Baha ikilisi neden koptu?
Ateş Böceğim müziği ile bir gecede ünlendik. Bir gecede gelen şöhreti kaldıramadım ağır geldi. O gömleği giyemedim. Benim elim ayağım dolaşmaya başladı. Alkolik oldum. Güzin’in de ömrüne ziyan vermeye başlamıştım ayrılalım dedim. Balıklı Rum Hastanesi’nde tedaviye başladım. Doç. Dr. Hasan Mırsal, Prof. Mansur Beyazyürek sayesinde 1976’da uyanıp yaşama başladım. Kırılma noktam oldu.
■ Ve Eski Dostlar kümesine girdiniz…
Melike Demirağ, Semiha Yankı, Atilla Atasoy, Esmeray o dönem hit parçalarıyla tanınan 11 arkadaştık. Çok sevildi küme, plak yaptık. Sahneler yaptık. Müziğin içine girdim ve düzenlemeler yapmaya başladım. Üretmeyi hiç bırakmadım. Ünlü olmaya gerek yoktu. POPSAV İdare Konseyi’nde misyonlar aldım.
■ Bir Ömür Senfonisi’ni hangi hislerle hazırladınız?
Müziklerimin klasik müzik usulünde düzenlemesi ve solistsiz, korosuz çok sesli hali. Buradan yola çıkarak birçok insanın klasik müziği seveceğini düşünüyorum.
Sözcü
