Habertürk’te Fatih Altaylı’nın sunduğu 16 Eylül tarihindeki Teke Tek programında Ortadoğu Araştırmaları Merkezi (ORSAM) Lideri Prof. Dr. Ahmet Uysal’ın “Balkan göçmenleri Türk değildir, Türkleşmiştir” kelamlarına Balkan Göçmenleri Genel Lideri Veli Öztürk reaksiyon gösterdi.

Bal-Göç Genel Lideri Öztürk, yaptığı açıklamada, “Uysal’ın ‘Bu beşerler Türk diye gelmedi, sığınmak için geldi, işgalden kaçtılar, geldiklerinde lisan bilmiyorlardı’ kelamları tarih bilgisinin ne kadar zayıf olduğunu göstermektedir” dedi.

TÜRK GİTTİK, TÜRK DÖNDÜK!

6 asır tüm Balkan Yarımadası Osmanlı Devleti sonları içerisinde olduğunu söz eden Öztürk, “1877-1878 Osmanlı Rus Savaşı sonrası 2,5 milyondan fazla Türk Balkanlardan kovulmuştur. Biz; Balkanlara git dediler Türk gittik, gel dediler Türk döndük!” sözlerini kullandı.

FOTO: SÖZCÜ/ Bal-Göç Genel Lideri Veli Öztürk

KANIMIZI, CANIMIZI VERDİK

Genel Lider Öztürk, kelamlarını şöyle tamamladı:

* Türk isimlerimiz zorla değiştirilmeye çalışıldığı için, Türkçe eğitim kurumlarımız, Mescitlerimiz ve Kuran kurslarımız kapatıldığı için, Hacca gitmemiz ve sünnet olmamız engellendiği için, cenazelerimizin yıkanma yöntemi yasaklandığı için, Arapça ve Türkçe yazılı çeşme ve mezar taşlarımız paramparça edildiği için ve bütün bu uygulamalara direniş gösterdiğimiz için canımızı verdik, kanımızı verdik, mahpus yattık, bin bir türlü azap gördük ancak öbürleri üzere milletinden, milliyetinden, dininden, vatanından ve bayrağından asla taviz vermedik. Bizi diğerleriyle karıştırmayın, tarihi öğrenin! haddinizi bilin!

BÜYÜK ISTIRABA YOL AÇTI

Balkan Türkleri Göçmen ve Mülteci Dernekleri Federasyonu Genel Lideri Dr. Baht Hasret ise sözlerin Türkiye’deki Balkan göçmenleri topluluğunda büyük bir ıstıraba ve güçlü bir reaksiyona yol açtığını belirtti.

Federasyon Lideri Hasret, şu açıklamalarda bulundu:

* 14. Yüzyılın ikinci yarısından itibaren Anadolu’dan Rumeli’ye yönelik yapılan Osmanlı fütuhatıyla birlikte Balkanlar’ı “vatan yapmak” ve “şenlendirmek” için bizler Anadolu’daki Oğuz Türkleri olarak Balkanlar’a yerleştirildik. Kökenimiz Anadolu’ya dayanan Oğuz’dur, Evlad-ı Fatihan’dır, Yörük’tür, münasebetiyle Türkoğlu Türk’tür.

* Kadim bir Türk yurdu olan Balkanlar Osmanlı Devleti öncesinde de Avarlar, Uzlar, Bulgarlar, Kumanlar üzere farklı Türk uzunluklarının yerleşim yerleri olmuştur.

TÜRK’ÜN TÜRK VATANINA GÖÇÜ

* 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’ndan günümüze kadar Balkanlar’da Misak-ı Ulusal sonlarımız dışında kalan soydaşlarımız maruz kaldıkları katliam, baskı, zulüm ve asimilasyon siyasetlerinin tesiriyle anavatanları Türkiye’ye göç etmişlerdir. Bu yaşanan nüfus hareketliliği ise Türk’ün Türk vatanına göçünden öbür bir şey değildir.

* Bunun yanı sıra bugün hala Balkanlar’da yaklaşık 1.5 milyon soydaşımız bulunurken; geçtiğimiz yüzyılda görüldüğü üzere “Türk” olmakla itham edilerek soykırıma, katliama maruz kalan akrabalarımız yaşamaktadır. Hasebiyle “Beklenen’in”, “Özlenen’in” bölgedeki nüveleri olarak alandayız.

* Kıymetle belirtmek gerekir ki Balkan Türkleri yalnızca güç günlerinde Türkiye’yi hatırlamaz. Fiziki olarak Türkiye sonları dışında olsalar da ruhen ömürlerini Türkiye’yle ve Türkiye’de idame ettirirler. Kırcaali, Gümülcine, Üsküp, Prizren, Köstence vb. üzere bir çırpıda sayabileceğimiz kentlerde yaşayan soydaşlarımızın sofrasına oturmak bu realiteyi gözlemlemek için kafidir.

RAHATSIZLIK DUYUYORUZ

* Suriye’de yaşanan iç savaş nedeniyle ülkemize sığınan ve hukuken “geçici müdafaa altında bulunan Suriyelilerin” dramını ve zorluklarını anlamakla birlikte, Balkan göçmenleri olarak bu kapsamda anılmaktan son derece rahatsızlık duymaktayız.

* Göç sosyolojisi bağlamında sağlıklı değerlendirmelerde bulunmak için bilimsel karşılaştırmanın tıpkı niteliklere sahip topluluklar ortasında yapılmasının daha yanlışsız olacağı hatırlatmasında bulunarak bu kapsamda temel tarih bilgilerinin gözden geçirilmesini tavsiye ederiz.

* Süreksiz muhafaza altında ülkemizde bulunan Suriyeliler ile Türkiye’nin asli öge olarak biz Balkan göçmenleri ortasında kurulmak istenen bağıntıyı şiddetle reddediyor, Türk toplumunda bu kapsamda oluşturulmak istenen kutuplaşmanın ve algı operasyonunun bir kesimi olmayacağımızın altını çiziyoruz.

Sözcü