Pendik’te 2019 yılında yol verme tartışmasının büyümesiyle 7 aylık gebe Ayfer Bahçıvan ve Yunus Emre Bahçıvan’ın içinde bulunduğu aracın aynasını kırdığı ve aracın kaputuna çıktığı gerekçesiyle 2 başka hatadan 5’er yıl mahpus cezasına çarptırılan baklavacı Hasan ve Hüseyin Sel kardeşlerin cezasını İstinaf Mahkemesi bozdu. Tekrar görülen davada kelam alan Yunus Emre Bahçıvan, kararı kabul etmediğini belirterek “Çocuğum 2 buçuk yaşına geldi. Görüntüyü ona göstersem o bile anlar ne olduğunu. Çok vicdansız, yanlış bir karar. 5 saniyede her şey gözüküyor” dedi. 

Anadolu 59. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya tutuksuz sanıklar Hasan Sel ve Hüseyin Sel katılmadı, Sel kardeşleri avukatı İhtilal Dinç temsil etti.

Duruşmada müşteki Yunus Emre Bahçıvan ve avukatı Abdullah Adem Yavuzarslan yer aldı.

Hakim, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 25. Ceza Dairesi’nin bozma ilamını okudu.

Kelam verilen sanık avukatı Dinç, bozma ilamına diyecek bir şeyleri olmadığını belirterek Hasan Sel tarafından verilen kararın açıklanmasının geri bırakılması kararının kaldırılmasını talep etti. Müvekkili Hüseyin Sel’in kardeşini engellemeye çalıştığını öne süren avukat Dinç, bu konunun uzman raporuna da yansıdığını kaydederek “Kara ulaşım araçlarını alıkoyma” kabahatinden beraat kararı verilmesi gerektiğini söyledi.

Avukat Dinç, “Müştekilerin sunmuş olduğu görüntü kayıtlarında Hüseyin Sel’in ‘Lütfen bırak, polis çağır’ dediği duyulmaktadır. Bu konular dikkate alınarak Hüseyin Sel tarafından beraat kararı verilmesini talep ediyoruz. Hasan Sel de kararın açıklanmasının geri bırakılmasını kabul etmişti. Bu türlü bir olayda faal pişmanlık kararlarının uygulanmaması hakkaniyete aykırıdır” dedi.

Kelam verilen müşteki Yunus Emre Bahçıvan ise “Ben İstinaf Mahkemesi’nin kararını mutlaka şaşkınlıkla karşılıyorum. Bu türlü bir karar nasıl verilebilir? Birinci mahkemede alınan eksper raporunda olayın nasıl yaşandığı belirli. Olayı yaşayan ben ve eşimdir,  kaydı alan da benim. İki şahıs aslında bağırıp üstüme gelip beden lisanıyla yapacaklarını evvelden göstermişlerdir. Sağdaki iştirak yolundan önümü kestiler. Esasen bir ziyan verme faaliyetlerini anlayacağım için telefonu çıkardım. Esasen ondan sonrası kamera kayıtlarında görülüyor” biçiminde konuştu.

ÖNÜME KIRMASAYDI BEN ZATİ ORADA DURMAYACAKTIM

Müşteki Bahçıvan, kelam konusu görüntüyü eksper yerine bir çocuğa gösterseler bile olayı anlayacağını öne sürerek “İstinaf Mahkemesi nasıl bir mahkemedir ki bunu bu formda yorumluyor? Şayet adalet varsa bunun düzgün bir halde değerlendirilmesini istiyorum. Ben olayı yaşadım. Ben daha onların arabasına çarpmadan sanıkların ikisinin de kapısının açıldığı görülüyor. Birlikte ziyan vermeye geldiler, çünkü birlikte bağırıyorlardı. Arabayı kullanan şahıs benim önüme kırmasaydı, beni engellemeseydi ben esasen orada durmayacaktım” dedi.

2 BUÇUK YAŞINDAKİ ÇOCUĞUM BİLE ANLAR

Olay sırasında gebe olan eşinin doğurduğunu ve çocuğunun büyüdüğünü kaydeden Bahçıvan “Çocuğum 2 buçuk yaşına geldi. Görüntüyü ona göstersem o bile anlar ne olduğunu. Çok vicdansız, yanlış bir karar. 5 saniyede her şey gözüküyor. Haydi eksper raporunu okumadılar, görüntüyü da mı seyretmediler” diyerek sanıklar hakkındaki şikayetinin devam ettiğini vurguladı.

Müşteki Avukatı Abdullah Adem Yavuzarslan sanıkların arabayla yolu kestiğini, müvekkilinin sanıkların kullandığı arabaya daha çarpmadan sanıkların araba kapısını açarak inmeye çalıştıklarını kaydederek “Bilirkişi raporunda da sanıkların ani fren yaparak durduğu yazılmış. Hüseyin Sel araçtan iner inmez müştekilerin aracına gelerek kapıyı açmaya çalışmış. Yolu kesen, hürriyeti alıkoyan Hüseyin Sel’dir. Kabahatin asli failidir. Bu sebeple bozma ilamında birtakım konuların gözden kaçırıldığı anlaşılmaktadır. Bozma ilamındaki tespitler uyumlu değildir. Mağdurlara ziyan vermeden olay yerinden ayrılması indirim sebebi yapılamaz. Kanuna nazaran ayrılmanın resen gerçekleşmesi gerekiyor. Sanıklar ziyan vermek için uğraşıyorlar. Kendilerinden kaynaklanmayan bir sebeple kapıyı açamadıkları için ziyan veremiyorlar. Vazgeçmek yahut hür bırakmak kelam konusu değilö biçiminde savunma yaparak sanıkların cezalandırılmasını istedi.

Tekrar kelam alan müşteki Bahçıvan, “Bir insan kardeşine mahzur olmak istiyorsa yolu kesmeyecekti. Onun inmesine müsaade vermeyecek ve onu tutacak, kendisi de gelip bana saldırmayacaktı. Birebir biçimde agresif olduğunu ben çok net bir biçimde gördüm. Engellemek isteyen insan tutarak mani olurdu” dedi.

DURUŞMA ERTELENDİ

Duruşma savcısı, bozma ilamı doğrultusunda sanıklara kararın açıklanmasının geri bırakılması kararlarının uygulanmasını kabul edip etmeyeceklerinin sorulması için sanıkların celse ortasında hazır edilmesini istedi.

Sanık avukatı da kelam alarak gelecek celse müvekkillerin geleceğini belirtti. Orta kararını açıklayan mahkeme eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.

DAVANIN GEÇMİŞİ

Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 2019 yılında hazırlanan iddianamede, Hasan Sel’in, Pendik’te 6 Temmuz 2019 tarihinde yol verme tartışması yaşadığı 7 aylık gebe Ayfer Bahçıvan ve Yunus Emre Bahçıvan’ın içinde bulunduğu aracı darp ederek aynasını kırdığı, kaputuna çıktığı belirtiliyordu.

Sanık Hüseyin Sel’in de aracı müştekilerin aracının önüne kırarak durdurmaya zorladığı öne sürülen iddianamede, her iki kardeşin de “Kişiyi hürriyetinden mahrum kılma”, “Mala ziyan verme” ve “Kamu ulaşım araçlarını kaçırma yahut alıkoyma” cürümlerinden 5 yıl 4 aydan 20 yıla kadar mahpus cezası ile cezalandırılmaları isteniyordu.

Anadolu 59. Asliye Ceza Mahkemesi’nde 2020 yılında verilen kararda her iki sanık da “Kişiyi hürriyetinden mahrum kılma” kabahatinden 4’er yıl 2’şer ay mahpus cezasına çarptırılmıştı. Mahkeme, “Ulaşım araçlarının kaçırılması ve alıkonulmasıö cürmünden da sanıkları 10’ar ay mahpus cezasına çarptırmıştı.

Mahkeme, şikayetçilerin şikayetlerinden vazgeçmeleri nedeni ile sanıklar hakkında, “Mala ziyan verme” hatasından açılan davanın düşürülmesine karar vermişti.

Lokal mahkemenin kararını inceleyen İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 25. Ceza Dairesi ise sanıklara verilen cezaların şahsileştirilerek karar kurmadığını ve aktif pişmanlık kararlarının uygulanmamasının nedenin gerekçeli kararda bilinmeyen bırakıldığını öne sürmüştü.

Daire sanıkların müştekinin aracının özel olarak yolunu kesmediğini, pürüz koymadıklarını ve buna emsal dış bir etkenle durdurmadıklarını dikkate alan Daire, “Kara ulaşım araçlarını alıkoymaö kabahatinin ögelerinin oluşmadığı halde bu cürümden sanıkların mahkumiyetlerine karar verildiğini belirtmişti.

Sanıkların müştekilerin şahıslarına bir ziyan vermeden olay yerinden ayrıldıklarının anlaşıldığı belirtilen kararda, sanıklar hakkında ‘Hürriyeti tahdit’ kabahati tarafından ‘Etkin pişmanlık’ kararlarının uygulanmamasının nedeninin meçhul bırakıldığı da söz edilmişti.

Daire, yapılan istinaf başvurusunu yerinde görerek mahallî mahkemenin verdiği kararı bozmuş belgeyi yine lokal mahkemeye göndermişti. (DHA)

Sözcü