Bakan Kasapoğlu, Şampiyonlar Ligi finali ile ilgili açıklamasında şunları söyledi:

“Önümüzde Şampiyonlar Ligi Finali var. Seyirci konusunda yakın takipteyiz. Seyirciye açma konusunda önemli niyetimiz var. Çalışmalarımız bir evreye geldi. İlgili kurumlarla bağlantı halindeyiz. Standartları belirleme evresindeyiz lakin hem yurtdışından gelecek önemli seyirci konusu… Hem resmi heyetler hem sporseverler noktasında hem ülkemizden gençlerimizin bilhassa talepleri var bana ulaşan. İnşallah bu önlem sürecini en hoş halde atlatmayı umuyoruz. Türkiye her zamanki üzere mükemmel mesken sahipliği yapacak. Dünyanın en hoş kenti İstanbul. Hoşluklarını dünyaya tanıtacağız. Gelen sporseverlere İstanbul’un bir defa daha süperliğini ispat edeceğiz. İnşallah futbolun güzellikleriyle dolu bir akşamı her iki grup inşallah ortaya koyacaklar.”

“Kaos ortamından futbolu ve sporu kurtarmamız lazım”

Türk futbolunun kaos ortamından kurtulması gerektiğini aktaran Bakan Kasapoğlu, “Kaos ortamı ve kaosun daima körüklenmesi. Çok yanlış bir yol bence. Bu yoldan dönülmesi lazım. Bu kaos ikliminin sporun tüm paydaşlarına futbolun tüm paydaşlarına ziyan verdiğine inanıyorum. Kısa vadede bu kaosu körükleyenlere tahminen katkı sağlıyor olabilir. Lakin uzun vadede başta ligin marka pahası olmak üzere tüm paydaşlara ziyan veriyor. Tüm paydaşları aşağı çekiyor. Sporun ortamında kardeşlik var, müspetlik var. Hasebiyle bu kaos ortamında sporumuzu, futbolumuzu kurtarmamız lazım. Bunda da futbolun tüm paydaşlarına vazife düşüyor. Federasyonları, yöneticileri, teknik takımları, atletleri, taraftarları herkes şapkayı önüne koyup düşünmesi lazım. Zira hepimiz birebir gemideyiz. O yüzden ligimizin marka bedelini, ekiplerimizin kıymetini aşağı çekme hakkımız yok. Her şeyden evvel zihniyet değişmeli” biçiminde konuştu.

“Tek sorun hakemlermiş üzere algı oluşturulması yanlış”

Son devirde yaşanan hakem kusurları hakkındaki yorumlara da değinen Gençlik ve Spor Bakanı Dr. Mehmet Muharrem Kasapoğlu, “Öncelikle söz etmeliyim ki; hakemler üzerinden bir algı oluşturulmasına karşıyım. Güya herkes misyonunu layıkıyla yerine getiriyor da tek sorun hakemlermiş üzere algı oluşturulması yanlış bir durum. Herkes kusur yapabiliriz. Herkesin kusur yapabileceği ortamda hakemleri günah keçisi ilan etmek haksızlık olur. Natürel hakemlerimiz tartışmalı kararlar veriyorlar mı? Natürel ki oluyor. Yanılgılı kararlar oluyor mu, onlar da oluyor. Bunları çözeceğimize inanıyorum. Kâfi ki aklı selimle yaklaşalım. Kâfi ki iyi niyetle yaklaşalım. Kasıt olmasın. Ben bu kuralların ve uygulamaların daha şeffaf ve dengeli olması gerektiğine inanıyorum. Bir maçta kırmızı kart verilen duruma öteki bir maçta faul dahi çalınmaması apaçık bir tezat. Olağan ki vicdanları yaralıyor. Alışılmış ki futbolun, seyircinin, taraftarın keyfini kaçırıyor. Bu kuralların elbette tutarlılığı olması lazım. Natürel ki bunların şeffaf biçimde de uygulanıyor olması lazım. Ben bu manada futbol federasyonunun hukuk konseylerinin vermiş olduğu kararlarda bir gerekçelendirme noktasında daha hassas davranılması gerektiğine inanıyorum” cümlelerine yer verdi.

“Kulüplerimizin, gönül verenlere layık bir halde yönetilmesi gerekiyor”

Kulüplerin, hesap verilebilir bir halde yönetilmesi gerektiğine vurgu yapan Bakan Kasapoğlu, şu sözleri kullandı:

“Ülkemizde de dünyada da spor kulüplerinin şeffaflığı sorun, denetlenmesi konusu, yönetilmesi noktasındaki meseleler bunların her biri açıkçası acilen çözülmesi gereken bahisler. Dünyanın emeği var. Yatırımı var. Fevkalade bir heyecan olan bir husus ve bu hususun birkaç tane sorumsuz yönetici ile çıkmaza sokulmasını ben futbol topluluğu için spor topluluğu için haksızlık olarak algıladığımı söz etmek istiyorum. Muvaffakiyetin ödüllendirilmesi gerekli, başarısızlığın değil. Somut kriterle yapılan harcamalar alınan sonuç en kolay. Bunların ölçülmesi gerek. Hem kulüplerde hem federasyonlarda. Önemli bütçeler harcanıyor, önemli çabalar ortaya konuyor. Bunların hem şeffaf formda paylaşılması hem de kozmik idare unsurları ile bu toplulukların yönetilmesi gerekiyor. Kulüplerimiz milletimize mâl olmuş kulüpler. Milyonlarca insanın gönül verdiği kulüpler. Gönül verenlere layık halde yönetilmesi gerekiyor. Bu doğrultuda geçtiğimiz yıl tüm sporun paydaşlarını bir ortaya getirdik. İnanıyorum ki çok kısa vadede parlamentomuzun büyük çalışması ile sporda ve sporun paydaşı olan kulüpler ve federasyonda yarınlarımızı çok daha güçlü halde yönetebileceğimiz şekillendireceğimiz altyapıyı inşallah el birliği ile tesis edeceğiz. Hesap verilebilirliği, şeffaflığı ve bu çerçevede de taraftara layık idarelerin oluşturulması konusundaki yasal altyapıyı da inşallah daima birlikte görmüş olacağız.”

Sözcü