CHP milletvekilleri, 8 Kasım 2016 tarihli ve 6755 sayılı İnanılmaz Hal Kapsamında Alınması Gereken Önlemler ile Birtakım Kurum ve Kuruluşlara Dair Düzenleme Yapılması Hakkında Kanun Kararında Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanun’un 37’nci hususunun 2 numaralı fıkrasının iptalini talep etti.
Kanunun biçim ve temel bakımından iptali talep edilen kuralında, resmî bir sıfat taşıyıp taşımadıklarına yahut resmî bir vazifesi yerine getirip getirmediklerine bakılmaksızın darbe teşebbüsü ve terör aksiyonları ile bunların devamı niteliğindeki aksiyonların bastırılması kapsamında hareket eden şahısların, bu fiilleri nedeniyle tüzel, idari, mali ve cezai sorumluluklarının doğmayacağı öngörüldü.
Dava dilekçesinde özetle, kuralın af niteliği taşıdığı, bu nedenle TBMM’de kabulü için üye tam sayısının beşte üç çoğunluğunun aranması gerektiği belirtilerek, biçim bakımından; başta hayat hakkı ve azap yasağı olmak üzere birçok temel hak ve özgürlüğü ölçüsüz biçimde sınırladığı temel bakımından Anayasa’ya muhalif olduğu ileri sürüldü.
AYM İPTAL TALEBİNİN REDDİNE KARAR VERDİ
Başvuruyu görüşen AYM, kuralın biçim ve temel bakımından Anayasa’ya muhalif olmadığına ve iptal talebinin reddine karar verdi. Resmi Gazetede yayımlanan kararda, darbe teşebbüsü ve terör aksiyonlarının anlık fiiller olmayıp, muhakkak bir vakte yayıldığı bildirildi.
Bu nedenle kuralda yer alan ibarenin, darbe teşebbüsü ve terör hareketleri ile bunlarla kontaklı olarak çabucak sonrasındaki hudutlu vakitte meydana gelen fiilleri kapsadığının değerlendirildiği belirtilerek, şunlar kaydedildi:
* Darbe teşebbüsünde taarruzun kapsamının büyüklüğü, yaygınlığı, saldırıyı gerçekleştiren şahısların değerli bir kısmının kamu vazifelisi olması, temel prestijiyle hücumun yöneldiği gayenin bireyler değil, devlet ve hükümet güçleri olması üzere istisnai ve sıra dışı birçok faktör gündeme gelmiştir.
* Bu prestijle kanun koyucunun anılan istisnai ve sıra dışı özellikleri nedeniyle uygulamada ortaya çıkabilecek birtakım tereddütleri gidermek ve bu kapsamda kuralla egemenlik hakkına sahip çıkan vatandaşların rastgele bir ziyana uğrama ihtimalini baştan bertaraf etmek emeliyle anılan düzenlemeyi yapma gereksinimi duyduğu anlaşılmıştır.
* Öte yandan dava konusu kural bir yargılama manisi getirmemektedir. Haksızlık oluşturduğu ileri sürülen fiiller için yapılacak incelemede kelam konusu fiilin, kuralın getiriliş gayesi kapsamında işlenip işlenmediğinin değerlendirileceği ve varılan sonucun anılan kapsamda olmadığının tespit edilmesi hâlinde sorumluluğun gündeme geleceği kuşkusuzdur.
* Hukuka uygun bir fiili gerçekleştirenlere hukuksal, idari, mali ve cezai sorumluluk yüklenmemesinin hukuk devleti prensibini ihlal eden bir tarafının bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
* Anayasa Mahkemesi açıklanan nedenlerle kuralın form ve temel bakımından Anayasa´ya muhalif olmadığına ve iptal talebinin reddine karar vermiştir. (DHA)
Sözcü
