Mardin’de bulunan UYGUN Parti başkanı Meral Akşener, Habertürk Özel yayınına katılarak Veyis Ateş’in moderatörlüğünde gazeteci Muharrem Sarıkaya ve Kübra Par’ın sorularını yanıtladı.
Akşener’e yöneltilen sorular ve karşılıkları şu formda;
“EBA ÜZERİNDEN BİR KUŞAĞI KAYBEDİYORUZ”
Muharrem Sarıkaya: Siz seçim devrinde de burada dolaştınız. Daha evvel de gelmiştiniz. O günle bugünün ortasında fark ne?
Akşener: 2019 ve bugün ortasında fevkalade bir ekonomik gerileme var. Acayip bir işsizlik var. Evet pandemi dünyanın sorunu, elbette herkesin sorunu ancak bu EBA üzerinden bir jenerasyonu kaybediyoruz. EBA üzerinden interneti olmadığı için, tablet ya da bilgisayarı olmadığı için bu eğitimi alamayan binlerce çocukla karşılaştım.
Yalnızca Güneydoğu değil, başka yerlerde de… Mesela geçen hafta ben Eskişehir’deydim bu pazartesi de Sincan’daydım, her yerde tıpkı burada biraz daha fazla 11 yaşında bir çocuk abla ve ya teyze ‘ bana tablet alır mısın’ diyor. Bu çocuk diğer bir şey istemeliydi.”
“RENCİDE EDECEK HER HANGİ BİR TUTUMLA KARŞILAŞMADIM”
Kübra Par: İYİ Parti HDP ortasında bir tansiyon konuşuldu. Burada size yansıdı mı?
Akşener: Hangi siyasi görüşte olursa olsunlar size zorla yemek, kahve ısmarlamaya çalışırlar. Sizi rencide edecek her hangi bir halla karşılaşmadım fakat bir şey gördüm. Hilvan’da 1960 doğumlu bir beyefendi yüksek sesle dedi ki ‘makulde bulun, bizi konuş, hengameden uzak dur. Bıktık ‘ Bundan çok etkilendim.
Viranşehir’de bir küme genç hangi siyasi partiye yönelmişlerdir bilmiyorum. Onlar da bizi konuş diyorlar. Biz bir yıldır geziyoruz. 20 Ocak 2020’ de başlamışız gezmeye Güneydoğu’nun ekonomik ve toplumsal problemleri derinleşmiş, onu lisana getirmenin çok değerli olduğunu söylediler bana genci de tıpkı şeyi söyledi daha bizim kuşağın insanları da birebir şeyi söyledi.
İMAMOĞLU’NUN PAYLAŞIMI
Veis Ateş: ‘Sayın İmamoğlu’nun tweetine o tepkiyi verdiniz, biz burada güç durumda kaldık’ diye bir şey söylendi mi? Partili kurmaylarınızdan şöyle bir reaksiyon oldu mu?
Akşener: Çok net bir şey söyleyeyim ben bunu altını çize çize anlatıyorum. Vatandaş anlamış, Kürdü, Türk’ü anlamış ancak kendini kanaat lideri sayanlar anlamadan devam ediyor.Birincisi Cumhur İttifakı’nın birleşenleri bizim partimizi daima bir imtihana tabi tutuyorlar, hakaret ederek, iftira ederek… Bana PKK’lı dendi daha ötesi var mı? İçişeri Bakanı 31 Mart’ta Temel Bey’le birlikte Üsküdar’da ikamet ediyorum ben ne kadar ayıp bir şey.
Üsküdar’da meydan da çıktı dedi ki ‘Meral Akşener’le, Temel Karamollaoğlu PKK’nın Kandiliyle kağıt imzaladılar, mukavele imzaladılar dedi.
Yani bu kadar absürtlükten bahsediyorum. Ve bizim arkadaşlarımız daima gagalanmaktan yorgunlar. Birincisi bu, münasebetiyle biz bir ittifak yaptık. 24 Haziran’daki ittifakta, Saadet Partisi, Demokrat Parti, UYGUN Parti, CHP vardı. Herkes farklı adayla girdi. Lakin bir karar beyan ettik. İkinci çeşide kim kalırsa onun gerisinde duracağız.
Sonra 31 Mart’ta biz, teklifi götüren biziz. 31 Mart’ta birlikte gidelim. Saadet Partisi farklı aday çıkarttı, Demokrat Parti farklı aday çıkarttı, biz CHP ile birlikte gittik.
Artık HDP’nin bilhassa bizimle ilgili, Iğdır ve Ahlat’la ilgili şahsen benim teklifimle biz aday çıkartmadık. Ve Iğdır’da MHP’nin adayını, Ahlat’ta geçmişi MHP’li olan sonra AKP’ye geçmiş bir belediye lideri adayını destekledik. Biz orada pazarlık da yapmadık. Bu tavrımızdan ötürü da her yerde HDP aday çıkardı.
Bizim adaylarımızın bulunduğu yerde aday çıkardı biz de buna hürmet duyduk. Balıkesir’de HDP aday çıkardı, oy aldı ve biz 9 bin 900 oyla büyükşehir kaybettik, hürmet duyduk. Siyaset bu türlü bir şey.”
“MİLLET İTTİFAKI İLE CUMHUR İTTİFAKI KARIŞTIRILIYOR”
“Millet İttifakı ile Cumhur İttifakı karıştırılıyor. Cumhur İttifakı et tırnak, mezara kadar, baht birliği, bu duygusal ittifak. Bizimki rasyonel, proje bazlı, kurumsal kimliklerimizi koruma eden, et tırnak olmayan, seçmenin taleplerine uygun şekillenmiş, soruna tahlil teklifleri birbirinden farklı olan iki siyasi parti.
Bizi oranın hal ve davranışlarıyla değerlendirildiği vakit olmuyor. Fikirler farklı olur, karşılıklı tenkitler ya da itirazlar olduğu vakit dönülüyor ‘Bunlar AK Parti’ye göz kırpıyor’”
“KÜRTLERE PARMAK SALLAYAN BİR KESİM VAR”
“Bir kesim var bize parmak sallayan. Kürtleri tanzim etmeye çalışanlar var. Daha liberal bir kesim. Sol liberaller de var, muhafazakarlar da var. Kürtlere parmak sallayan bir kesim var. Bu ortada dönüp Kürtlere ‘sen ne düşünüyorsun’ diyen de yok.
Sayın İmamoğlu problemine gelince. Bizim partimizin bu dediğim alanlardan kaynaklanan yok efendim Libya’ya asker gönderilmesine ‘hayır’ diyorsunuz yeniden PKK’lı oluyorsunuz. İdlib’e asker gönderilmesine ‘evet’ diyorsunuz, ‘göz kırpılıyor’ deniliyor. Bu türlü acayip bir işle karşı karşıyayız.”
Muharrem Sarıkaya: Size bu kadar rol biçilmesinin nedenini neye bağlıyorsunuz?
Akşener: Sayın İmamoğlu bir tvit attı, bizim arkadaşlarımız üzüldü. Niçin üzüldü? 24 Haziran’da Fox televizyonunda sayın Buldan benimle ilgili çıktı faili meçhulcü olduğumu; yani katil demedi de tanım etti. Eşinin öldürülmesinde azmettirici olduğumu söyledi.
Genç bir bayan, gebe, eşi öldürülmüş. 1994. Ben 1996 10 Kasım’ında İçişleri Bakanı oldum. O günkü İçişleri, Adalet Bakanı, Emniyet Genel Müdürünün kim olduğunu bilmesi gerekir.
Genç bir bayansınız, gebesiniz, eşiniz öldürülmüş. O günün İçişleri Bakanını Emniyet Genel Müdürünü, Genelkurmay Liderini, MİT Müsteşarı’nı, Başbakanını bilirsiniz. Zira onlardan eşinizin faillerini bulması için onlara gidersiniz.
“BİZ SİYASETTE HÜRMETE İNANIYORUZ”
Kübra Par: O tvitten haberdar olduğunuzda reaksiyonunuz ne oldu? Kızdınız mı?
Akşener: Ben şerbetliyim. Çok kıymet verdiğim bir değerli bir siyasetçi aradı beni ‘sizi üzdüler’ dedi. Ben de ‘alışkınım’ dedim. Siyasette itina göstermek gerekir, empati yapmak gerekir. Pervin Buldan hanımla ağaç dikmesine yönelik bizim partiden incitici cümle çıktı mı? Hayır.
Zira sayın İmamoğlu kimi davet edip etmeyeceğini, bizim kendisine diskur çekerek söylememiz mümkün değil. Biz siyasette hürmete inanıyoruz.
GÜZEL Parti’nin aksiyonuna,tutumuna baktığınız vakit ne CHP’yi ne Saadet Partisi’ni incitecek, aslında Cumhur İtitfakı’nın paydaşlarını incitecek kelamı davranışı bulamazsınız.
“BİZ ‘KÜSTÜM VER MİSKETLERİ’ ÜZERE DURUMUMUZ YOKTUR”
Muharrem Sarıkaya: İmamoğlu ile son görüşmeniz tvitten 12 saat önceydi.
Akşener: Sayın İmamoğlu bana ileti attı. Fakat artık whatsapp iletilerini söylersek ayıp olur.
Muharrem Sarıkaya: Gönlünüzün alınacağı ileti mıydı?
Akşener: Benim gönlümün alınmasına gereksinimim yok. Sayın İmamoğlu CHP’nin mensubu olarak siyasi tavır ve davranışıyla ilgili orasının sorumluluğunda lakin İstanbul’a hizmet konusunda bizim de ortak olduğumuz sorumluluk alanını temsil ediyor.
Ben kapı kapı zil çaldım sayın İmamoğlu’na oy istedim. Bütün arkadaşlarım birebir formda ve bir kelam verdik, İstanbul’a en iyi hizmeti götürecek dedik.
Bunu denetlemek hem hakkımız, hem sorumluluğuz. Biz ‘küstüm ver misketleri’ üzere durumumuz yoktur. Arkadaşlarımız o tviti hiç beğenmediler. Ben onlara da hürmet duyarım.
FEZLEKE DEĞERLENDİRMESİ
Akşener: “Fezlekeyle ilgili şunu söyleyeyim. Bize bir taciz var. Bir taraf o denli bir taraf bu türlü halinde. Ben o 9-10 milletvekillerinden olsaydım, toplardım arkadaşlarımı ‘hadi istifa ediyoruz’. Bizim test edilmemiz uğruna daima gagalanan bir konumda. İstifalar nedir biliyor musunuz? Meclis’te oylanır. Bakalım Cumhur İttifakı’nın büyüğü, küçüğü o istifaları Meclis’e getirip oylanmasına sebep olurlar mıydı?”
Ateş: Bu arkadaşlar yerine olsam istifa ederdim dediniz, neden?
Akşener: “Bakalım Meclis’e gelip ne olacaktı? Bizimle ilgili genel bir parmak sallama sorunu var. Sayın Erdoğan oylar yetmiyor, bizi yanında istiyor. Bunu tahkir ederek yapan küçük ortağı var. Buna su taşınmaması gerektiğini söylüyorum, bu parmak sallamaya”
“ÇOK ÜST ÜSTE PAKETLER AÇILDI”
Muharrem Sarıkaya: Ekonomi programına baktınız mı bugün sayın Cumhurbaşkanının açıkladığı…
Akşener: Çok üst üste paketler açıldı. O paketlerin uygulanmasıyla ilgili derin sıkıntılar yaşadık. Yalnızca eleştirmek için söylemiyorum. Şunların da eklenmesi gerektiğini söylüyorum. İktisadın işvereni inançtır. İnancı sağlayacak olan demokrasi, hukukun üstünlüğü, adalet, şeffaflık, hesap verilebilirliktir. Hasebiyle ben sayın Erdoğan’ın yaptığı açıklamanın akabinde piyasaların satın almasını beklerdim.
Damat Beyin ki üzere bunu satın almadılar. İtimatla ilgili sıkıntının Türkiye’de oluşmaması ve sayın Erdoğan ve arkadaşlarına iktisattaki bakış açıları sebebiyle bu inancın kalmadığı.
Siz diyorsunuz ki, israfı önleyeceğiz. Daha yeni ziyan eden THY pek çok lüks arabayı ihaleye çıkıp imzaladı. Kıbrıs’a gittiler 7 ya da 9 uçakla gidildi. Saygıdeğerler haydi sığmadınız, iki uçak yetirdi. Bunlar vatandaş nezdinde kıymetli algılanan mevzular.
Sözcü
