YETERLİ Parti Genel Lideri Meral Akşener, esnaf ziyaretlerine Ankara’da devam ediyor. Kahramankazan ve Kızılcahamam İlçelerini ziyaret eden Akşener’in, birinci durağı Kahramankazan oldu. Akşener, ziyareti sırasında yaptığı açıklamada; bir yıldır yaptığı esnaf ziyaretinin sebebinin dikkati esnafa çekmek olduğunu, bunun ne kadar kıymetli olduğunu bir yılda kendisiyle birlikte gezen işçi basının gördüğünü söyledi.
“VATANDAŞLAR SİYASETÇİLERİN KENDİ KEDERLERİYLE İLGİLENMESİNİ İSTİYOR”
Esnafın durumunun facia olduğuna ve buna yönelik alınan önlemlerin kâfi olmadığına dikkat çeken Akşener, açıklamasında şunları söyledi: “Siyasetçilerin birbiri ile hengamesinden herkes bıkmış ve huzur istiyor beşerler. Kendi sıkıntıları ile siyasetçinin ilgilenmesini istiyor. Artık biz bu noktada devam edeceğiz. Her türlü vakit zaman yün yumakları bize de atılıyor o ellerimize ayaklarımıza dolaşmadan gerçek kaygıları, vatandaşın, seçmenin kederini anlamaya, sizler aracılığıyla paylaşmaya devam edeceğiz. Bunun çok yararlı olduğunu Türkiye açısından görüyorum. Tahminen o bedeller üzerinden yapılan politik arbedenin ne kadar gereksiz olduğunu da gösteriyor. Biraz evvel şahit oldunuz 2 bin 300 lira maaş alıyor emekli, bin lira kira ödüyor, doğalgaz 300 lira gelmiş 300 lirayı yatırmış açtıracak yer bulamıyor bizden yardım istedi. Bütün bunlar işleyişteki sorunlar. Hasebiyle ödemiş parasını açılması lazım, açılmamış. Bunun için yardım istenmez. Bu arkadaşımız ne için yardım istemeliydi? 2 bin 300 lira emekli maaşı son derece az buna yönelik bir çalışma yapın demeliydi fakat buz üzere bir konuta uyanmış. Bu cins gerçek kaygılarla ve onların duyurulmasıyla ilgilenmeye devam edeceğim. Siz de bizleri takip ettiğiniz için başka farklı en kalpten teşekkürlerimi sunuyorum.”
ÜMİT ÖZDAĞ AÇIKLAMASI
“HDP İLE RASTGELE BİR YANYANA GELİŞİMİZ KELAM KONUSU DEĞİL”
ÂLÂ Parti’nin HDP ile ittifak yapmamak için farklı tahlil teklifleri aradığı yönündeki tezler hakkındaki soruya ise Akşener, şu karşılığı verdi; “HDP ile rastgele bir yanyana gelişimiz kelam konusu değil. Bu çok enteresan bir şey bir öbür yün yumağı da bu. HDP 24 Haziran’da başka girdi üçüncü parti olarak çıktı. Türkiye’de şayet siyaseti matematik olarak takip ederse beşerler ne olduğunu görür. Tekrar söylüyorum farklı girdi ve üçüncü parti olarak çıktı. Herkesin buraya dikkat etmesi gerekir. Sonra lokal seçimler geldi, biz 24 Haziran’da 4 parti olarak gitmiştik. 31 Mart seçimlerinde hem Demokrat Parti hem Saadet Partisi farklı girdi, biz yalnızca CHP ve YETERLİ Parti birlikte girdik. Biz pek çok yerde az farkla kaybetmemizin sebebi ki bunu HDP yöneticileri de söylüyor, bizim aday çıkardığımız her yerde HDP aday çıkardı ve çok asıldı. Bir öbür şey daha yaptık Iğdır ve Ahlat’ta aday çıkarmadık ve şunu destekleyeceğiz bunu destekleyeceğiz demeden, dedik ki, MHP ve Ak Parti ortak girecekseniz burada farklı ayrı girmeyen ortak girin biz onu destekleyeceğiz. Bir de yol gösterdik gerçekten o denli oldu Ahlat’ta Ak Parti üzerinden gösterilen ortak aday kazandı biz ona oy verdik. Ahlat’ta 700 küsur oyumuz vardı değerli bir oydur. Iğdır’da MHP Cumhur İttifakının adayı olarak aday çıkardı biz onu oy verdik. Artık çok değişik HDP kazandı. Bütün bunları bir kenara koyup biz seçim vakti seçim esnasında konuşulur ittifaklar. Natürel cumhur ittifakı vefatına ittifak, mezara kadar ittifak, tek parti üzere ittifak, duygusal ittifak o denli olunca o şablon üzerinden tarif yapıldığı vakit da bizim ittifak onların sistemine benzemiyor. Bizimki gerçekçi, bizimki seçmenin taleplerine nazaran oluşturulmuş bir işbirliği sistemi. Biz bunu anlatmaktan yorulduk ancak anlatmaya devam edeceğiz.”
“SAYIN SOYLU BİZİM KULÜBE HOŞGELDİ”
Toplumsal medya üzerinden Süleyman Soylu’nun annesine yapılan hakaret konusundaki kanılarının sorulması üzerine Akşener, “Sayın Soylu bizim kulübe beğenilen geldi” dedi ve şu açıklamayı yaptı:
“Şöyle bir kulüp var Türkiye’de hepimizin içinde yer aldığı, benim uzunca bir vakittir yer aldığım. Anamıza bizim sinkaflı sövüldü, benim şahsıma çok berbatlıklar yapıldı. Münasebetiyle bu toplumsal medyada yahut öteki alanlarda aleni, her türlü nahoşluk sövgü olduğunda kös dinlerdi. Artık Sayın Soylu, istemezdim birebir şeyleri yaşamasını, sonuçta bir İçişşleri Bakanı benim devlet anlayışımda bu türlü bir durum olamaz. İçişleri Bakanı toplumsal medyadan da şikayet edemez, sonuçta ana, çok hürmet duyuyorum. Lakin bizim kulübe beğenilen gelmiş. Sayın Aldülhamit Gül’ün söyledikleri üzerinden yorum yaparsak bir taraf reformcu demek ki, bir taraf ıslahat konusunda alerji duyuyor. Biz de onu izleyeceğiz.”
“BU CUMHUR İTTİFAKI TANIMIMIN BİR PARÇASI”
Bir savcının tehdit edilmesinin akabinde siyasetin sessizlinin tartışılmasını nasıl yorumladığının sorulması üzerine Akşener, “Bu Cumhur İttifakı tanımımın bir kesimi. Sayın Abdülhamit Gül hukukta ıslahattan bahsetti. Sayın Erdoğan bunun üzerine ekonomiyi söyledi. Sayın Kılıçdaroğlu tehdit edildi, tehdit edene Sayın Bahçeli sahip çıktı ve Sayın Erdoğan hiçbir şey yapmadı. Sayın Kılıçdaroğlu linç edildi, onu yumruklayan kişi neredeyse türbe haline getirildi ziyaret yapıldı. Artık hukuk istikametinden baktığınız vakit. En son Selçuk Beyefendi kendisinin anlattığına nazaran öldürülme kastıyla darp edildi. Savcı soruşturma açtı enteresan bir biçimde savcı tehdit edildi. Bizim ülkemizde şu anda partili cumhurbaşkanlığı sistemi var. 16 Nisan 2017’deki referandumda partimiz yoktu. Ben Meral Akşener olarak başka arkadaşlarımızla tek tek gezdik dedik ki, bir şahsa de yazık bir şahsa bu ülkenin bütün idaresini bırakmayın yanlış. Gelinen noktada bütün oklar ve bütün gözler Sayın Erdoğan’a dönmek zorunda. Zira dediler ki o vakit aşacağız, uçacağız, kaçacağız. Aşılmadı, uçulmadı kaçılmadı. Artık burada partili cumhurbaşkanı olan Sayın Erdoğan bütün bunların sonucunda ne diyecek? Savcının tehdit edilmesine ne diyecek, biz bir şey duymadık. Selçuk Beyin’in dövülmesine ne diyecek, Orhan Uğuroğlu, Afşin Hatipoğlu, bizim arkadaşlarımızdan, bayan kollarımızdan bizim bayanlarımızın kolları kırıldı. Şikayetler ettik hepsi berat etti, yakalanmadı. Benim konutum basıldı yakalanmadı. Bütün bunlara baktığınız vakit büyük bir gücün üstünde oturduğu varsaydığımız Sayın Erdoğan’ın aslında o kadar büyük bir gücün üstünde oturmadığı ortaya çıkıyor lakin bütün sorumluluk onundur. Zira partili cumhurbaşkanlığı sistemini çok istedi. Bir tutum olması gerekiyor bu halin olup olmadığını daima birlikte göreceğiz.”
“BARAJ KONUSUNDA YÜZDE 5’İ BİZ DE SAVUNUYORUZ”
Bahçeli’nin baraj açıklamalarını ve Cumhurbaşkanı’nın Saadet Partisi’ni ziyaretinin çok eleştirilmesini nasıl değerlendiriyorsunuz sorusuna Akşener şu karşılığı verdi: “Niye eleştirilsin ziyaret edebilir alışılmış ki, eski bir hukukları var. Esasen bu kadar Saadet Partisi’ne yönelik iktidar partisinin yayınlarında Saadet Partisi’nin yöneticilerine çok pis bir lisan kullanılıyordu o ayıptı. Fakat temel sorun şu, bugün bu ziyaretlerin nedenine siyasi olarak bakarsak nezaketin dışındaki kısımlara baktığımızda seçime yönelik büyük bir zorluk olduğunu görüyoruz. Baraj konusunda yüzde 5’i biz de savunuyoruz. Sayın Bahçeli kaça düşürmek istiyor onu bilmiyorum.”
Akşener aşı konusunda da Sıhhat Bakanlığı’na lojistiği hakikat planlamaları gerektiği, şeffaf olunması gerektiği ve esnaf dükkanlarında çalışan, fabrikalarda çalışan, medyada çalışan çoklukla iş yerlerine toplu taşıma araçlarıyla giden, kalabalık mahallelerde oturan, kendisine bulaştığı vakit ailesine de bulaştırabilecek bir insan kümesinin olduğunu ve kesinlikle bu insanlara da aşı yapılması gerektiğini söyledi. Lojistik konusunda büyük bir sorun olduğunu ve bunun insanları panik haline getireceğini itimadın kalkacağını kelamlarına ekledi.
Sözcü
