AKP’li Elazığ Belediyesine bağlı süreksiz bakım meskeni ve rehabilitasyon merkezinde hayvanlara berbat muamelede bulunulduğu gerekçesiyle Elazığ Belediyesi eski Veteriner İşleri Müdürü Vesile Tutcugil’in ortalarında bulunduğu 4 kişinin ‘görevi berbata kullanmak’ savıyla açılan davanın birinci duruşması görüldü.

AKP’li Elazığ Belediyesine ilişkin süreksiz bakım meskeni ve rehabilitasyon merkezinde hayvanlara makus muamelede bulunulduğu argümanıyla Elazığ Belediyesi eski Veteriner İşleri müdürü Vesile Tutçugil’in de ortalarında bulunduğu 4 belediye çalışanı hakim karşısına çıktı. Davayı Ankara, Diyarbakır, Elazığ, İzmir baro temsilcileri ve STK temsilcileri de takip etti. Kimlik tespitinin akabinde sanıkların tabiri alındı.

Sözlerin alınmasının akabinde mahkeme, belediyeye müzekkere yazılıp barınakta çalışan tüm emekçilerin bilgilerini talep ederek duruşmayı 25 Ocak tarihine erteledi.

“HUKUK YALNIZCA BEŞERLER İÇİN DEĞİL HAYVANLAR İÇİNDE VARDIR”

Dava sonrasında konuşan İzmir barosu avukatlarından Tuğçe Berber, yaptığı açıklama şunları söyledi,

“Elazığ barınağında yaşanan olaylar sonrasında yıllardır süregelen bir katliam kelam konusu. Bunları fotoğraflarla delillendirildi. İddianame hepimize ümit verici bir halde hazırlandı fakat mahkemede baro ve derneklerin katılma talepleri ziyan görülmediği teziyle reddedildi lakin baroların hukukun üstünlüğünü sağlama misyonu herkes için vardır. Hukuk yalnızca beşerler için değil hayvanlar için de vardır. Katılma talebimizin reddedilmesini kabul etmiyoruz. Bu davanın takipçisi olacağız. Hiçbir hayvan hakkı derneğinin bu davayı takip edemeyeceğine ait kararlar hukuk dışıdır. Gelecek gelse 25 Ocak’ta görülecek. Keşif raporları, uzman raporları, hepsi hayvan haklı ihlallerinin, bu katliamın bir kanıtıdır. Bu davayı hiçbir vakit bırakmayacağız. Artık bu ülkede hayvanların acı çekmesini istemiyoruz. Adaletin artık hayvanlar için de gerçekleşmesini istiyoruz.”

“EMSAL BİR KARAR ÇIKMASI ÖNEMLİ”

Hayvan ihlaline ait açılan davadan çıkacak olan kararın değerine değinen Berber, “Çünkü barınaklarda o denli ihlallerle karşılaşıyoruz ki onlar da nasıl olsa kontrol olmuyor, ölenler can değilmişçesine ihlalleri gerçekleştiriyorlar. Bu türlü bir karar çıktığında en azından bunların takipçisi var. Hayvanlar yalnız değil, bundan sonra denetleneceğiz kanısıyla daha dikkatli davranacaklarını düşünüyorum. O yüzden dava çok değerli. Toplumsal medyadan, kamuoyundan herkes takipçi olmaya devam etsin. Yalnız kalmamamız gerekiyor. Emsal kararı aldıktan sonra eminim ki biraz olsun bakımevlerinde gelişme yaşanacak. Zira artık sorumluluklarının olduğunun farkına varmaları gerekiyor. Aslında kanunen düzenlenen sorumluluklar var. Fakat bunun yaptırımı hiçbir vakit gerçekleşmedi. Bu davadan bunun yaptırımı çıkarsa bir birincisi başarmış olacağız. O yüzden bu dava bizim için çok değerli. Hayvanlar, tabiat hiçbir vakit parti tutmaz. İnsanların tartışmalarını bu davalara sokmamamız gerekiyor. Heyetler üzerinde siyasi baskı bulunursa bu ülkede aslında hukuktan bahsedemeyiz. Bu Ak partili, bu şu partiliymiş tartışması yürütmekten fazla yalnızca hayvanların lehine bu davayı takip etmemiz gerekiyor. Bu siyasi parti tartışması değildir. Biz burada insanları değil hayvanları savunuyoruz. O yüzden adaletin yalnızca beşerler için değil hayvanlar için de olduğunu söyleyerek bu halde yakışıksız siyasi tartışmaları bu davalara alet etmememiz gerekiyor” diye kaydetti.

“BU DAVAYA HERKES SAHİP ÇIKMALI”

Tüm hassas vatandaşların davaya sahip çıkması talebinde bulunan  hayvan hakları aktivisti ve  veteriner tabip Türkan Ceylan, “Bugün burada  bir canlının hak arayışı için buradayız. Yıllarca hayvan barınağında istekli olarak çalışmış biri olarak katliamın boyutlarını çok iyi biliyorum. Lütfen bu davaya sahip çıkalım. Eksper raporunda yer alan ve savcının  keşif raporunda belirttiklerinin gerçek olduğunu biliyoruz. Barınakta birbirini yiyen kediler  gerçektir. Savunmalarında hakikaten çok komik bir formda bunu ret ediyorlar. Lakin bu gerçekler meczuplarda mevcuttur. Bu meczuplar üzerine dava açılmıştır. Ben ve istekli arkadaşlarımız bu davanın peşini bırakmayacağız. Lütfen bize takviye olun. Bu dava bir canlının ömür hakkının savunulduğu bir davadır. Lütfen bu davaya sahip çıkalım. Barınağın mevcut durumunu daima takip etmeye devam edeceğiz. Türkiye’de bir birinci olan ve çıkacak sonucu emsal olacak bu davaya keşke  bütün  basın mensubu arkadaşlar sahip çıksaydı.  Fakat dönem değişiyor. Artık  asıl gayretin yürütüldüğü bir yer varsa o da toplumsal medyadır.  Biz bütün hassas vatandaşların bu davayı toplumsal medyadan paylaşarak gündem oluşturmasını istiyoruz. Bizim için kıymetli olan halktır. Basın mensubu arkadaşların davaya neden gelmediği konusunda bir bilgim yok fakat üzgün olduğumu söz etmek istiyorum. Davayı takip eden basın mensubu arkadaşlarımıza ise çok teşekkür ediyorum ve  Dünya Gazeteciler Günü’nü kutluyorum” sözlerini kullandı.

Sözcü